Okuryazar / Yazılar / Vig'in Harabeleri yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

0 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Vig'in Harabeleri

Vig'in Harabeleri

Küçüklüğünden beri Vig, harabeleri severdi, ona çürük meyveleri hatırlatırdı çoğu zaman. Böceklerin içinden geçtiği; fakat canlılığı da barındırdığı için bu küçük yolculuklarda. Her şeyin eskimesini beklemektense, buna vakti olmadığını düşünür, zamanının çoğunu , aynı o böcekler gibi içlerinde dolaşarak geçirir ve gerçek doyuma bu şekilde ulaşabileceğine inanırdı. Hayatını, kendinin belki de yaşamayacağını düşündüğü hikayeleri keşfetmek adına harcamanın, vermesini beklediği ‘neşeli aralıklara’ kaptırmanın merakıydı aslında arayışı. Vig, görememişti gerçekliği, parlaklığında ışıltının, İçinde değil de artık, yaşamak istiyordu ötesinde zamanın. Hiç ayırmazdı elinden, ince, sivri uçlu gri bastonunu, kaçarken Evren’den yaşadığını sandığı! İnsanların, çok küçük yaştan itibaren bir keşif içerisinde olduğunu ve bunu , erken ya da geç fark etmenin önemli olmadığını, esas önemli olanın ‘sıkıştırılmış zaman’ kavramı içinde onu boğulmaktan kurtarmak gerektiğine inanırdı. ‘ Boğulmak için, dedi; sadece nefesinizin kesilmesine gerek yoktu.’ Ve zaman, kendisiyle aşık atamayacağınız tek Tanrı türü olabilirdi bu Evren’de, onu yenemezdiniz; ama sınırlarına sızabilirdiniz, eğer isterseniz diye yineledi. Sıkıştırmak istiyorum kendimi, Belki parçalanmaya yüz tutmuş, ama nereden bilebilirsiniz ki! O eski görünümlü; ama yenisiyle yan yana, yosun tutmuş duvarın köşesinden.Ve izlemek istiyorum, düş ile gerçek arasında her ne kaldıysa. Yaşadığı yer, etrafında yeni yapıların da bulunduğu; lakin görkemiyle dikkat çeken en eski diye nitelendirilebilecek tek yerdi. Vig’e göre o semti, kendi gökyüzü diye betimlersek şayet, en parlak, en yaşlı gibi görünen, buna rağmen dirayetli olan tek yıldızdı oradaki ; ışıldayan harabe evi! “Hiçbir keşif , risk almadan, korkmadan gerçekleşemez bu yaşamda “ diye mırıldandı, yüzünde oluşan hafif bir tebessümle. Saat neredeyse gece yarısı olmuş, günlük gezintisini yapmış olan Vig, evine doğru yönelmiş ve zihninde oluşan yeni bir güne doğru başlayacak olmanın heyecanına kaptırmıştı kendini. Eve vardığında saat 02.00‘yi geçmiş, kapısını açar açmaz, odasındaki kırık küçük pencerenin arasına sıkışmış tül gözüne takılmıştı. Önce paltosunu çıkarmış, kapının arkasındaki askıya asmış, bastonunu her zaman olması gerektiği yere koymuş ve sandalyesine oturup, penceresinden dışarı küçük bir şeye dalmıştı. Kırık camı yaptırmamasının bir sebebi vardı, kış neredeyse gelmiş olsa da, onu öldürebilecek bir soğuk değildi içeriye girecek olan. Soğukla temas etmeyi sever, rüzgarın penceresinden içeri sızmasıyla, doğayla küçük bir kucaklaşma yaşadığını düşünürdü, onu ayılttığını. Uykuya dalmadan , ihtiyacı olan tek şeydi bu; içten bir iletişim. Vücudunu biraz dinlendirdikten sonra, uyumak için yatağa geçmiş, başucundaki radyosunu açıp her zamanki kanalını dinlemeye koyulmuştu, gözlerini yavaşça kapatarak... Oynarım bastonumun sivri ucuyla, kaçmasın verdiği his, dokunduğu onca yerin. Uyudum, uyanıktım sonraki an, paltomu giydim, aldım bastonumu. Bırakmadım o paslı demirleri, yosun tutmuş, sonuna değin maceranın. Şimdi en yukarıdaydım, ortasında puslu havanın, birleştiği yerde iki evrenin! Yüzümde yumuşak bir ıslaklık hissi, ellerimde sonrasında, yavaş yavaş beliren. Açtım gözlerimi, puslu olsa da kaybetmemiş renklerini gökyüzü, minnet duydum, uyandıran kar tanelerine beni, uyurgezerler evreninden! Ve geçti zihnimden, bir daha kaybolmayacak olan dizeleri Huxley‘in; ‘Algı kapıları temizlenseydi, her şey insana olduğu gibi görünürdü, sonsuz!‘
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Emircan ERDAL- 2 ay önce

Merhaba, kelimelerin özenle dokunduğunu görmemek im... Sorgulama (Mutsuzluk Hali)

Rumeysa Doğan- 4 ay önce

Teşekkür ederim. Kirli Düzen

Neslihan- 4 ay önce

Teşekkürler, çok güzel bir yazı. Kirli Düzen
Daha Fazlasını Gör