Okuryazar / Yazılar / Mutlu bir toplum için temel koşul: Tam istihdam yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Emre Bağce
  • Kategori: Toplum, Ekonomi
  • Bu yazı Okuryazar’a 2 yıl önce eklendi ve şu anda 4 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 1244
13 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Mutlu bir toplum için temel koşul: Tam istihdam

Mutlu bir toplum için temel koşul: Tam istihdam

Modern dünyada, iktisadın insan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir faaliyet olduğu unutulmuş ve iktisadi faaliyetler kendi başına bir amaç halini almıştır. Bu faaliyetler sırasında rasyonelleştirilmesi mümkün olmayan sonuçlar doğmuştur. Bunların başında istihdam sorunları ve işsizlik gelmektedir. Kaynakların dengesiz dağılımı, yetersiz planlama ve istihdam sorunları el ele gitmektedir. İşsizlik ve istihdam sorunu iktisatçılar tarafından farklı denklemlerle açıklanabilir. Ancak sorunun insani yönü, siyasal ve sosyal boyutları göz ardı edilemez. Ülkede yaşayan tüm vatandaşların onurlu, mutlu bir yaşam sürmeye hakkı vardır ve bu hiçbir gerekçe ile ihmal edilemez. Bu ise, insanların öncelikli olarak fiziki, maddi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ile mümkün olur. Rousseau'ya göre “açlık içindeki çoğunluk zorunlu ihtiyaç maddelerinden yoksun yaşarken bir avuç insanın gereksiz şeyler bolluğu içinde yüzmesi doğa kanununa açıkça aykırıdır” ve toplum, her bir üyesine insanca çalışacağı ve yaşayacağı koşulları sağlamakla yükümlüdür. Bu bakımdan, bir zamanlar Platon, Aristoteles, Nizamülmülk, Maverdi ve İbni Haldun gibi bilgeler tarafından öz bir şekilde tespit edildiği üzere, denilebilir ki, bir toplumda işsiz insanların bulunması o toplumdaki ilişkilerde, kurumlarda ve düzenlemelerdeki bozulmanın veya yetersizliğin açık bir kanıtıdır, dolayısıyla normal karşılanamaz. Sokrates'ten Rousseau'ya ve günümüze görülmüştür ki, “Bir parçası eksik bir bütün, bütün sayılmaz”. Toplumun bir üyesinin dahi iş arayıp istihdam edilmemesi tüm toplumu sorumlu kılar. İşsiz insanlar her halükarda yaşamlarını sürdürdüklerinden, toplumsal kaynaklardan sınırlı da olsa pay almaktadırlar. Buna rağmen enerjilerini aktif hale getiremediklerinden dolayı, devasa bir enerji ve emek etkisiz bırakılıp, heba edilmektedir. İşsizliğin topluma ve devlete gerçek maliyetinin yalnızca ekonomik göstergelerle değil, sosyo-kültürel, siyasal ve kurumsal sonuçlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerekir. Meseleyi etraflıca ve derinlemesine kavramak için gelin hep birlikte kronik işsizliğin nelere yol açtığının veya açabileceğinin bir dökümünü çıkaralım. İşsizlik doğrudan veya dolaylı şekilde: 1. Psikolojik sorunlara ve dengesizliklere, 2. Yetersiz beslenmeye, 3. Sağlık sorunlarının artmasına, 4. Hastalıkların yaygınlaşmasına, 5. Aile içi geçimsizliğe ve parçalanmaya, 6. Toplumsal gerilimlere ve çatışmalara, 7. Siyasal çatışmalara, 8. Toplumsal kuralsızlığa, amaçsızlığa, teröre, şiddete, 9. Çarpık kentleşmeye ve gecekondulaşmaya, 10. Depresyona, 11. Uyuşturucu bağımlılığına, 12. İntiharlara, 13. Çeteleşmeye, mafyalaşmaya, 14. Gasp olaylarının artmasına, 15. Tecavüz ve şiddetin yaygınlaşmasına, 16. Fuhşa, 17. Dilenciliğin, evsiz insanların ve sokak çocuklarının artmasına, 18. Yabancılaşmaya, 19. Adam öldürme gibi ağır suçların artmasına, 20. Kurumlara ve topluma karşı güvensizliğe, 21. Toplumsal duyarsızlığa ve dayanışmanın zayıflamasına, 22. Adalet kurumlarının iş yükünün ve harcamalarının artmasına, 23. Güvenlik ihtiyacının ve harcamalarının artmasına, 24. Eğitim harcamalarının artmasına, 25. Yerel yönetim harcamalarının artmasına, 26. Rüşvet ve yolsuzluğun artmasına, 27. Ahlaki değerlerin zayıflamasına, 28. Kurumlarda adam kayırmacılığının artmasına, liyakate önem vermemeye, 29. Vergi kayıplarına ve yeni-ağır vergi yüklerine yol açmaktadır. Meselenin bir de sebep kısmına bakmak gerekir. İşsizliğin bu kadar ağır sonuçlarına rağmen, yeterli veya tam istihdama yakın bir istihdam neden sağlanmaz? Bunun yapısal ve kişisel sebeplerini ayrı ayrı ele almak gerekir. Tabii, bu işlerden haksız menfaat veya kazanç sağlayanlar varsa, -her bozuk toplumda ve ekonomide bozukluklardan menfaat sağlayanlar ve vurguncular her zaman olduğu gibi, bu durumda da olmaması beklenemez- onların durumlarının da gerçekçi ve dürüst bir bakışla analizi gerekir. Bu yolla ahlaki, rasyonel, verimli bir toplumsal düzen oluşturmak mümkün olabilir. En azından, mutlu ve müreffeh bir toplumun kapısı biraz olsun aralanabilir. Şimdilik nitelikli bir çalışma ortamını ve dolgun (yüksek, tatminkar) ücret ödenen bir sosyo-ekonomik yapıyı bir kenarda tutalım. Sadece makul bir asgari ücretle istihdam sağlandığını düşünelim. Asgari ücret uygulanarak, insanların istihdam edilmesi durumunda dahi yukarıda sayılan sorunların çoğu önemli ölçüde azalacaktır. Ayrıca bu sorunları önlemek veya çözmek için harcanacak emek ve bütçeler de daha üretken alanlara yönlendirilebilecektir. Böyle bir durumda, normal koşullarda, asgari ücretle istihdam edilen insanlar en azından aldıkları ücretlerin karşılığı kadar bir üretim yapıyor olacaklarından, topluma yük getirmeleri de söz konusu olmayacaktır. İstihdam sorunları kamu ve özel sektörün işbirliği sağlanarak çözülebilir. Özel sektörün yer almadığı alanlarda ise kamu istihdamı veya koordinasyonu ile yeni alanlar üretilebilir. Türkiye'nin ekilebilir biçilebilir alanları, denizleri, gölleri, ormanları, ihtiyaç duyduğu inşaatları, hukukçuları, hekimleri, öğretmenleri ve tüm hizmet alanlarındaki personel ve çalışan ihtiyacı göz önüne alındığında, tam istihdamın gerçekleşmesi mümkün olmanın ötesinde, saygın bireyler, mutlu bir toplum ve düzgün işleyen bir devlet için temel zorunluluk haline gelmektedir. Bunun için ise, kişisel menfaatlerden önce, toplumu oluşturan tüm üyelerin menfaatini ve ortak mutluluğunu ön plana alan bir zihniyet ve ahlakla hareket etmek gerekir. Bahsettiğimiz bu hususları, başka yazılarda ele almak umuduyla. *** Bu yazı ilk olarak 1 Aralık 2012 tarihinde Okuryazar'ın ilk platformunda yayınlanmıştır.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emre Bağce imzasında diyor ki;

Hayata umutla bak.

Emre Bağce'nin Profili Emre Bağce'nin Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

  • Murat şenocak
    Murat şenocak Has partili yıllar, istihdam ile alakalı başlıkların bir bölümü seçim beyannamesinde de vardı yanlış hatirlamiyorsam. Vaadleri, programı ile gerçekten güzeldi ama maalesef olanlar oldu. Sizin gibi değerli isimler de uyarilariyla topluma yon vermeye çalışıyor.
  • 1 Yanıtlar
  • Ercan Duman
    Ercan Duman Has parti denen pislik yuvası işlevini başarıyla tamamladı. Avanak ve yavşak solcular, yüzyıllardır aynı rotada yürüyen dinciler. Hem has hem parti.
  • Murat şenocak
    Murat şenocak Emre hocam ve emre hocam gibi kiymetli insanlar vardi orada. Maddi menfaat vs icin siyasetin icinde olanlar akp de aldi soluğu. Has partide var olan herkesi aynı kefeye koymaniz adaletsizlik olur
Son Eklenenler
Son Yorumlar

Murat şenocak- 21 saat önce

Yazan kişiye anlamlı geliyordur elbette ama bana hi... Senin Etkin

Burcu Biter- 2 gün önce

Merhaba, uzun zamandır profilime bakmadığım için me... Sorgulama (Mutsuzluk Hali)

Emircan ERDAL- 2 ay önce

Merhaba, kelimelerin özenle dokunduğunu görmemek im... Sorgulama (Mutsuzluk Hali)
Daha Fazlasını Gör