Uyandım, saat 8'e geliyordu Pencereden dışarı baktım Güneş avluya vuruyor, kalksana bre Geç kaldın bekleyenine Diyordu Hızlıca doğruldum kanepede Usulca kalktım ayağa Hiçbir şey yapmak gelmiyordu yine İçimden bu sabahta Kahvaltı bile yapmadan Attım kendimi sokağa Bahçe kapısının solunda Bana inat açmış olan mor salkımla Selamlaştım evvela Gözünün çapağı olduğu gibi duruyor Dedi bana Aldırmadım devam ettim yoluma Vardım köy kahvesinin kapısına Kahveci Şaban henüz yeni koymuş Çayı ocağa Beklemek gelmedi içimden Karaağaçlarda erdirdim Soluğu tamama Yaktım bir cıgara Geldi oturdu hatıran Kalbimin tam karşısına Geç kaldın dedi Kızdı biraz bana Dedim kızma Uyandıranım yok Şarjı bitmiş telefonunda Sakalların uzamış dedi Dedim ki ben küstüm Senden sonra aynalara Olsun dedi Bu hâli de yakışmış Sonra uzandım ardıma İki derin nefes aldım Ama Artık bazen yetmiyor Bazen fazla geliyor bana Hayalini uğurladım Bir cıgara daha yaktım ardına El salladım ardından Bir el sallayış daha ekledim Farkında olmadıklarının arasına Sonra geri döndüm kahveye Şaban buyur etti Oturttu beni kahvenin baş köşesine Her zamankinden veriyorum İbrahim dayı dedi Bir parça sensizlik bir fincan sade kahve yanına Ağzımda kahvenin acı tadı Dilimde Allah'ın adı Tekrar düştüm yollara İstikamet bu kez Sota Pınarı Son kez değil tabii yine Ama Ölüm sol, kalım sağ cebimde Diz çöktüm bir mezarın başına Üstünde senin adın yazsa da Ben inanmıyorum hâlâ Laf aramızda Herkesten de saklıyorum Yaşadığını Unutunca kendime bile kızıyorum Unutma diyorum O ölmedi, sakladım ben onu toprağın altına Annemi sakladığım yerin hemen yanına Büyük oğlanın ayak ucuna Bir Yasin okudum Sonra bir Fatiha Tıpkı birlikte yaptığımız gibi Ardından büyük oğlana Kalktım ayağa Oturdum seni sakladığım yerin Tam karşısında kalan Mezarlığın duvarına Yaktım bir cıgara daha Saate baktım göz kırpıyor ikiye Yine duyamadım ezanı O kadar dikkat etmeme rağmen bugün de Vardım camiye Cemaat yaptım kendimle Kendim getirdim kameti Her zaman yaptığım gibi Her secdede dua ile kıldım öğleni Yine sana kavuşmak için dualarım Ama Bu kez başka bir dünya da İkindiye doğru eve vardım Dedim ikindiyi de evde kılayım Sesler duydum arka bahçeden Baktım ki Veli gelmiş dikilmiş başına Getirip koyduğu patozun dün geceden Yanında iki delikanlı daha Kısa boylu olanı tanıdım anında Mustafa'nın ufağı İnce uzun olanı çıkaramadım ama Benzettim bizim Emrullah'ın oğlana Aldım montumu üstüme Hani yaz kış giydiğim kot olanı vardı ya Çıktım bahçe kapısından Hemen yaktım bir cıgara daha Selam verdim Veli’ye Nasılsın İbrahim abi dedi Her zamanki öfkeli bakışıyla İyiyim Veli dedim Ölemedim hâlâ Dert etme dedi Daha evvel hiç görmedim Kazık çakabileni dünyaya Yaklaşınca tanıdım delikanlılardan İnce uzun olanını da Doğru tahmin etmişim dedim içimden Emrullah'ın oğlan bu Fazla durmadım yanlarında Vardım eve, dikildim seccadenin başına Kıldım ikindiyi çıktım balkona Senden sonra hiç çay koymadım ocağa Hatta bu yüzden darıldı kara çaydanlık bile bana Çarpan bahçe kapısının sesi ilişti kulağıma Ardiye tarafından Dedim gelen mı var bunca zaman sonra acaba Baktım kimse yok anladım Yine girmişim içeriye kapıyı kapatmadan Aradan bir süre daha geçti Havayı kararttı Yaradan Kurdum yine salondaki kanepeyi Hiç uyumadım senden sonra Yatak odasında Ama hep aynı yastığı kullanıyorum Hani sert olan Senin süsler diktiğin kenarına Hep sohbet ediyorum onunla Dalmadan evvel uykuya Hep bu saatlerde içiyorum son cıgaramı Salonun tam ortasında Biliyorum çok kızıyorsun bana Hep perdelere siniyor kokusu zıkkımın Ertesi sabah ortasında uyanıyorum bir yangının Hani hep derdin ya sigaradan öleceksin diye Yattığın yerde bile Nereden geleceğini biliyorsun ecelimin Sonundayız işte Bizim için yazılan dünya filminin...