- Yazar: Emre Bağce
- Kategori: Toplum, Siyaset
- Bu yazı Okuryazar’a 6 saat önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 49

Ne Ekersek, Onu Biçeriz: Toplumsal Gidişat Üzerine 7 Soruluk Bir Yüzleşme
Kişisel ve toplumsal olarak can sıkıcı, bunaltıcı bir dönemden geçiyoruz. Herkesin kafası karışık. Belki birçoğumuzun zihninde benzer sorular dolaşıyor ama pek azımız bunları yüksek sesle sormaya cesaret ediyor. Bu yazı, ülkemizin gidişatına ve kendi durduğumuz yeri anlamaya dair. Hâle, gidişata ve ülkemize dair içten bir hasbihâl. Elimizdeki tek geçer akçe "dürüstlük ve samimiyetle konuşmak". Fakat onu da bizler -şu veya bu nedenle- belki farkında olmadığımız, belki gücüne, önemine inanmadığımız için yeterince kullanmıyoruz. Gönül istiyor ki artık kendimizle yüzleşmekten kaçmayalım: Kendimize sorular soralım, sadece şikâyet etmeyelim; anlayalım, yüzleşelim. Böylece hem kolay hem de sağlıklı bir çıkış yolu bulalım.
Hem kendimin hem de başkalarının "şu an yaptığı" şeyi sağlıklı şekilde görebilmek, anlayabilmek ve değerini takdir edebilmek için şu soruları soruyorum:
1. Şu an yaptığım ya da söylediğim bir şey, bugünün ötesinde yarına dair gerçekten bir anlam, bir değer taşıyor mu?
2. Kendime ve topluma dair memnun olmadığım şeyleri negatif bir bakışla dile getirdiğimde, şikâyet ettiğimde, hatta tabirimi mazur görün, "haldır haldır" ortaya düşüp ona buna olur olmaz reçeteler yazdığımda ya da kimseyi dinlemeden "ben ben" diyerek dünyaya nizam, sağa sola akıl vermeye kalktığımda (sosyal medyadakilerin, medyadakilerin ve siyasettekilerin çoğu böyle); 1, 2, 3 ya da 4 yıl içinde bir şeyler olumlu yönde değişiyor mu? Veya iyileşiyor mu?
3. İster kendimden ister başkalarından veya tamamen toplumdan kaynaklansın, şu an memnun olmadığım, yakındığım bir şey dört yıl sonra daha kötü biçimde sürüyor olursa; başka nedenlerden bağımsız olarak, şu an ben yanlış bir yol, hatalı bir yöntem, uygun olmayan bir reçete veya strateji benimsemiş olabilir miyim? Hatta benim şu anki hâl, hareket, tutum ve davranışlarım o kötü sonucun oluşmasında veya derinleşmesinde bir etken olabilir mi? Gerçek olsun ya da olmasın, bu koşulların çok daha kötü senaryolarını paranoyak bir anlayışla; sürekli korku ve gerilim üretecek, yaygara koparacak şekilde aşırı olumsuz bir dil ve bakışla konuşarak –bir anlamda yeniden üreterek– kendi dünyamda ve toplumda kötü, negatif bir havanın yayılmasına, toplum psikolojisinin daha da gerilmesine, az buçuk olan morallerin ve pozitif iş yapma duygularının daha da körelmesine hizmet etmiş olabilir miyim? Hatta bu arada, bir toplumun en büyük gücü ve imkânı olan dayanışma bağlarının kopmasında veya yeniden oluşmamasında bu tutumumun bir rolü, etkisi olabilir mi?
(Elbette tüm bu meselelerde sebepler, sonuçlar, kaynaklar ve sorumluluklar ayrı ayrı değerlendirilir. Kişisel olarak her birimize gücümüz, yetkimiz, bilgimiz, imkânlarımız, hâl ve hareketimiz ölçüsünce sorumluluk ve pay düşer.)
4. Üç beş yıl sonra, kişisel veya toplumsal olarak –sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel vb. açılardan– hiç istenmeyen, olumsuz, kötü, karanlık koşullarla karşılaşırsam; o ana dair bugün yaptığım ya da konuştuğum şey nasıl bir fayda sağlayabilir?
Öyle bir durumda, sürekli şikâyet etmek, bilmiş davranmak, kendimi her koşulda haklı veya doğru zannetmek; hayal ettiğim şeyi doğruymuş, geçerliymiş sanmak; "ben bilirim", "söylemiştim" gibi kendimi tatmin eden, aldatan aymazlıklara düşmeden… Yani, sonuç ne olursa olsun sürekli kendimi doğrulama hastalığına tutulmadan; o koşullarda ben kendim, ailem, sevdiklerim, komşularım, hemşehrilerim, yerdeki karınca, gökteki kuş ya da tüyü bitmemiş yetim için, yani bir üyesi olarak içinde yaşadığım toplum ve ülkem için ne yapabilirim? Herhangi bir yarayı sarmak için nasıl hareket edebilir ve bulunduğum ortama nasıl bir fayda sağlayabilirim?
5. Yoksa şu an tüm yapıp ettiklerim, fikirlerim, düşüncelerim, hâl ve hareketlerim sadece ruhumda hissettiğim olumsuz duyguları dışa vurmak ve içinde çırpınıp durduğumuz koşullara olumsuz tepki vermekten mi ibaret?
6. Hatta bu olumsuz duygu dünyası içinde, insanların acılarını, yıkımlarını, olumsuz duygularını kışkırtarak istismar eden; bundan her türlü maddi, manevi kazanç, prestij, toplumsal rol ve kaynak devşirmeye çalışan alçak ruhlu bir kişi olabilir miyim? (Sağınıza solunuza, çevrenize, sosyal medyaya, YouTube’a, medyaya, siyasete bir de bu gözle bakın isterseniz. Bakalım peşine düştükleriniz de dâhil, neler görecek, fark edeceksiniz.)
7. Hatta sürekli "sızlandığım", "şikâyet ettiğim", "yakındığım", "küfrettiğim", "kahrettiğim", "lanet okuduğum" koşulları aslında seviyor ve bu koşulların dışına çıkmak istemiyor olabilir miyim? Yani bu kadar hasta ruhlu, bu kadar kişiliksiz, bu kadar ikiyüzlü riyakâr olabilir miyim? Gerçekten tüm yaşadıklarım biraz da bundan olabilir mi? Öyle olmasam, belki de bir karınca misali doğru, dürüst, ahlaklı davranır, herkesin iyiliği için bir adım atardım. Belki bir ağaca bir su verir, bir cana tebessüm eder, zayıfı ezmez, güçlünün peşinde koşmazdım. Kim bilir?
Bu satırları şu ana kadar okuma zahmetine katlanan değerli insan, sözüm sana:
Ülkesini seven, dürüst ve ahlaklı insanlar olarak bu soruları sormak; toplumun içinde bulunduğu koşulların neden sürekli yeniden üretildiğini sorgulamak, anlamak; sürekli olup biten sonuçların peşinde koşmak yerine sebepleri belirlemek ve hep beraber, el ele vererek içinde bulunduğumuz girdaptan çıkmak zorundayız.
Bunu yapabiliriz. Hem kendimiz hem de çocuklarımızın geleceği için buna mecburuz. Belki yapmamız gereken en önemli şey; bir araya gelip dürüstçe, samimiyetle birbirimizle konuşmak, birbirimizi dinlemek ve dertlerimize hep birlikte derman olacak hâl çareleri aramak, bulmak, yoksa da üretmek.
"Ne ekersek, onu biçeriz." Zaten biz eksek de ekmesek de, başkasının ektiklerini biçiyoruz. Bundan sonra bari iyi şeyler ekip iyi şeyler biçelim.
Başka bir öneriniz varsa, can-ı gönülden dinlemeye hazır olduğumu bilin.
Saygı ve sevgilerimle...
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emre Bağce imzasında diyor ki;
Hayata umutla bak.
Emre Bağce'nin Profili Emre Bağce'nin Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
MUSTAFA KALFA- 1 hafta önce
Popüler klişelere gülerek bakan ama kimseyi gülerek... Çarpık Cümleler #1 – Hiç Okumad...
Ayşenur Uygun- 2 hafta önce
Farkındalıklarla dolu bir yazı, teşekkürler ! İyi İnsanlar Neden Acı Çeker?
Serena- 1 ay önce
@neslihankaya Çok teşekkür ederim İnsanlık ince işçilik ister. İ....