- Yazar: Hasret AKSOY
- Kategori: Kişisel Blog Yazısı
- Bu yazı Okuryazar’a 8 saat önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 6
İçsel ve Dışsal Atıf
Annelik, tarifsiz bir sevgiyle birlikte görünmez bir yükü de beraberinde getiriyor. Çocuğunun attığı her adım, söylediği her kelime, yaşadığı her zorluk annelerin zihninde bir sorgulamaya dönüşebiliyor: “Acaba bir şeyi yanlış mı yaptım?”, “Ben daha iyi olsaydım böyle olmazdı.” İşte tam da bu noktada içsel ve dışsal atıfların karmaşık dansı başlıyor.
İçsel atıf, bir olayın nedenini bireyin kendisinde araması demektir. Dışsal atıf ise çevresel etkenlere, yani bireyin kontrolü dışındaki koşullara bağlanır. Fakat annelik söz konusu olduğunda bu sınır çoğu zaman silikleşiyor. Çünkü toplum annelere kusursuz olma baskısını yükledikçe, dışsal nedenler bile içsel suçluluk duygusuna dönüşebiliyor.
Örneğin, çocuğumun öğrenme güçlüğü veya dil ve konuşma gelişiminde yaşadığı zorluklar… Bu tür durumlar çoğunlukla çocuğun bireysel özellikleri, genetik faktörler ve gelişimsel farklılıklarıyla ilgilidir. Ekran kullanımı gibi modern etkenler de süreci etkileyebilir; bazen dikkat etmemize rağmen istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Her ne kadar biz anne olarak elimizden gelenin en iyisini yapalım, bazı şeyler çocuğun gelişiminde doğal olarak olacağı şekilde oluyor.
Ancak birçok anne gibi ben de zaman zaman kendimi sorgularken buluyorum: “Acaba yeterince ilgilendim mi?”, “Onu daha iyi yönlendirebilir miydim?” Bu sorular çoğu zaman gerçeği yansıtmaz; yalnızca içselleştirilmiş mükemmeliyet baskısının eseridir. Burada atıf anneye yönelik içsel bir suçluluk olarak ortaya çıkarken, gerçek dışsal nedenler (çocuğun özellikleri, sağlık ve gelişim süreci, eğitim sistemi, öğretmenin gözlemleri) anne kontrolünün dışındadır.
Toplumun çocuklara yönelik beklentileri de annenin yükünü artırıyor. Çocuğun akademik başarıları, davranışları veya sosyal uyumu üzerinden yapılan değerlendirmeler, RAM veya özel ihtiyaçları olan çocuklarda ekstra baskıya dönüşüyor. Anne, çocuğunun “başarılı, uyumlu ve kusursuz” olması için kendini yetersiz hissedebiliyor. Oysa çocukların bireysel gelişim süreçleri ve çevresel koşullar çoğu zaman anne kontrolünün dışında şekilleniyor.
İçsel ve dışsal atıfları doğru değerlendirebilmek sadece akademik bir kavram değil; aynı zamanda bir annenin psikolojik sınırlarını koruyabilmesi için de gerekli. Kendimize karşı şefkatli olabilmek, yükleri fark edip, dışsal olanları yeniden dışarıya bırakabilmek çok önemli. Çünkü annelik, kusursuzluk değil; emek, sabır ve sevgidir. Ve her anne, elinden gelenin en iyisini yaparken zaten yeterince iyidir.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Bu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 19 saat önce
Ne güzel söylediniz. Eminim toplumda sizin gibi bak... Toplumsal Çöküşün Eşiğinde: Çık...
Zeliha- 23 saat önce
Satırlarınız çözümü nerede açık şekilde ortaya koyu... Toplumsal Çöküşün Eşiğinde: Çık...
Emre Bağce- 2 gün önce
Bu güzel, nazik mesajınız için teşekkür ederim Hüse... Sanalın Yıprattığı Dünyada İnsa...