Okuryazar / Yazılar / Hürmüz yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Yılmaz Güvenilir
  • Kategori: Tarih, Yaşam
  • Bu yazı Okuryazar’a 2 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 356
1 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Hürmüz

Hürmüz

Birmanya, 1917–1922 O esaret ve umutsuzluk yılları sürüp giderken, hiç akla ve hayale gelmeyecek bir zamanda bir umut yelinin birden esmeye başlaması, tanrısal bir olay ya da bir mucizeydi herhalde. Hürmüz, bu hikaye, bu serüven Kosova’da başlayıp umudun ve düşlerin bir bir yıkıldığı yerde, Marmara’ nın, tarihsel bir kıyı kentinde noktalanır. Onlar mı, hep kaygan bir zeminde dans ettiler. Hem de yarım yüzyıldan öte. Çileler arasında çok direndiler; ama ne var ki, o yazgısal engel neyse, onu bir türlü aşamadılar. Bu göçmen aile acaba, gerçekle düşü birbirine mi karıştırdı? Yoksa onlar, bir başka Don Kişot muydular? Ülkesinden ve köyünden binlerce kilometre uzakta olan, haritada bile bulunabilmesi zor bir ülke, Burma’nın (Birmanya, şimdi Miammar) Prisoners of War Camp/Thetmoyo’da soluk alıp verdiği o beş yıllık zaman akışı, bu çalkantılı ve hasretlik dönemi, onun ruhsal ve bedensel yapısını bir hayli sarsmıştı. 1914–1922 yılları arası, onun yaşamında derin izler bırakmıştı. Bir gençlik dönemi, çalkantılı yıllarda eriyip gitmişti. Çünkü esaret çok gerilerde kalmıştı. Kampın tel örgüleri, günlük demiryolu çalışmaları, tekdüze bir yaşam. Kampın dışına çıkabilmek mi? iki türlü oluyordu; birisi çalışmak için, ötekisi de ölüm halleri. Buraya kaç bin kişi gelmişlerdi? Yitenler, burada bir mezarlık oluşturmuşlardı.. Gemide Bir fısıltı, sevinç çığlıklarının atılmasına neden olmuştu. Ertesinde, kampta dönüş hazırlıkları başlamıştı. O fısıltı mı, artık gerçeğe dönüşüyordu. Birmanya’dan kalkış, durgun ve güneşli bir deniz yolculuğunda, Bombay limanına girmişti o büyük yolcu gemisi. Bir Bombay günbatımında, tekrar denize açılmıştı gemi. Gecenin sabahında, bilinmeyen ummanda, güneş yavaş yavaş yükselmişti, Hint denizinin sularında yıkanarak. Geminin burnu, Yemen’e doğruydu. İlerliyordu, gümüş gibi parlayan bir denizde. Geminin hızından doğan esinti bile, o yoğun sıcaklıkla baş edemiyordu. O sabah, gün henüz ağarmışken, bir alarm sesi herkesi tedirgin etmişti. Ne olup, bitmişti? Güverteye çıkanlar gözlerine inanamamışlardı. Geminin arka tarafı dumanlar içindeydi. Gemide yangın çıkmıştı. Bir konuşmadır gidiyordu. Kaptan emirler yağdırıyor, mürettebat da oraya buraya koşuşturuyordu. Ama ne var ki, yangın bir türlü sönmüyordu. Alevler, dumanlar? Gemide bir can pazarı başlamıştı artık. Uçsuz bucaksız bir denizde, büyük bir yolcu gemisi, korkunç alevlerin içinde kalmıştı. Binlerce Türk askeri, ölüm kalım arasında gidip geliyordu. Kamaralarda hiç kimse kalmamıştı. O denli bir panik vardı gemide. Yangın, makine dairesine de sıçrayınca, kaptanın emriyle, esirler geminin ön güvertesine alınmıştı. Yangın başlangıcından kaç saat sonraydı, denizin ta ötelerinde bir gemi peyda olmuştu. Peyda olan gemi, bir iki saat sonra yanmakta olan geminin biraz açığında durmuştu. Sonra da geminin etrafında tur atmaya başlamıştı. Yardıma gelen gemi büyük bir şilepti. Can pazarının oluşturmuş olduğu korkulu saatler, bu şilebin gelişiyle biraz azalmıştı. Bir umut pırıltısı meydana gelmişti çünkü. Yanmakta olan geminin filikaları denize indirilmeye başlanmıştı. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra da tahliye işlerine geçilmişti. Bu tahliye işi saatlerce sürmüştü. Yangının, o korkunç alevlerin vermiş olduğu panik artık gerilerde kalmıştı. Böylece, şilepte bir insan pazarı oluşmuştu. Yükünü alan şilep, yoluna devam etmeyip, yanan geminin çevresinde tur atmaya başlamıştı. Büyük bir patlama sonucu, alevler içinde, yavaş yavaş yan yatmış ve batmaya yüz tutmuştu. Şilep, Yemen’e doğru yol alınca, öteki gemiyi kaderiyle baş başa bırakmışlardı. Şilep ilerledikçe terk edilen yolcu gemisi, uzaktan bir ateş topu gibi gözüküyordu. Devamı> https://medium.com/p/fe5abfc94cea
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...

Bu Yazının Yorumları

Son Yorumlar

Murat şenocak- 2 hafta önce

Yazan kişiye anlamlı geliyordur elbette ama bana hi... Senin Etkin

Burcu Biter- 2 hafta önce

Merhaba, uzun zamandır profilime bakmadığım için me... Sorgulama (Mutsuzluk Hali)

Emircan ERDAL- 3 ay önce

Merhaba, kelimelerin özenle dokunduğunu görmemek im... Sorgulama (Mutsuzluk Hali)
Daha Fazlasını Gör