Okuryazar / Yazılar / Dengecilik Arayışı yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

1 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Dengecilik Arayışı

Dengecilik Arayışı

İnsanlık, idealar dünyası düşüncesi yeryüzüne indiğinden beri dimağında 2*2=4 ile birlikte yürümüş, kusursuzun yansımasını görmek için yeryüzünün türlü diyarlarını dolaşmıştır. “Kaf dağları”, “gökten düşen 3 elma”, “ilelebet mutlu yaşamışlar” tabirleri bizim masallarımızdaki izdüşümüyken; İslam’da cennet, cehennem, ilahi adalet şeklinde görünümlere kavuşmuştur. Dünyadaki mükemmellikse zıtların birbirini alaşağı etmeye çalışarak başarısız olmaları sonucu denge halinde kalması olarak tanımlanabilir. Yine başka kullanımlarında aşırılıktan kaçmak, istikrar vardır. Binlerce yıldır her yaşam döngüsünde çağlayan gibi gürüldeyip bulunduğu yatağı düzleştirerek kemale eren bireylerin nasıl oldu da fanatizmin, cehaletin doruklara ulaştığı; yoksul insanların varlıklı insanlar arasında bu kadar farkın açıldığı bir toplum meydana getirebildi? Bu soruya iktisat felsefesi üzerinden kendi cevabımı vereceğim. Sermaye birikiminin temelleri ve ardıllarının idealinde denge vardır. İktisat metodolojisinde önce makulü bulduktan sonra da ilerleyen analizlerde daha gerçekçi teorilere ulaşılır. Mükemmel rekabet yaşadığımız dünyada neredeyse olmayan bir hipotezdir. Bu hipoteze göre alıcı ve satıcının refahının toplamı en iyi (optimum) seviyededir. Denge, bu hipotezle iktisada girmiş olup bir liberalin ideali daima bu dengeye ulaşmaktır. Tarih ne yazık ki bu denge ısrarına defalarca itiraz etmiştir. 1870, 1929, 2008 krizleri bu itirazların en değerli kanıtlarıdır. Bir bireyin yaşamında uzun dönemde dengeyi bulabilse de dinamik toplum yapısı kısa dönem çalkantılarına duyarlıdır. Bu duruma insanın iç dünyasına yakın sanatçıların müdahalesi olamasa da Virginia Woolf’un yakın arkadaşı John Maynard Keynes itirazda bulunmuştur. Kendisi saf akılcılığın yanında insanın ruhsal ve düşünsel salınımlarını ortaya koyup, dünyanın ekonomik dengesinin dengesiz olduğunu göstermiştir. Dengesizlik iktisatçısı olan Keynes, 1929 yıllarında önceliğini yoksulluğa, güncel refaha vermiştir. “Uzun dönemde hepimiz ölüyüz” sözü denge arayışındaki 150 yılın beyhude olduğunu bize gösterebilir. Ne yazık ki, denge ısrarındaki teneffüs 40 yıl kadar sürebildi. Son 30 yılın konjonktüründe dengeci yaklaşım hala devam etmektedir. Sonunda ortada bir denge oluştu. Bu denge mükemmel rekabetteki herkesin refah içinde olduğu bir denge olmadığı aşikâr. Bugünün dengesini tanımlayacak olursak, sermaye sahiplerinin rekabet etmeyip pastadan daha fazla pay almak için ortak hareket ettiği, sermayenin varlığının dahi daha fazla sermaye çekebildiği bir düzen vardır. Bugün geçerli olan “ilk bir milyon dolara ulaşmak zor, sonrasında daha kolay” düşüncesi de paranın parayı çektiği bir düzenden ileri gelmektedir. Tüketicilerin yönünden durum farklıdır. Keynes’in önerdiği sosyal yardımlar damla ile akıtılsa da; sosyal konumlar, itibar, toplumda var olabilme güdüleri empoze edilerek tüketim zorunlu hale gelmiştir. Aktif pasif dengesi daima korunacağından, varlığı olmayan yüz milyonlarcası borçlanmakla tüketimi karşılamaktadır. Fakir ile yoksulun ortasındaki kritik kavram sermaye birikimidir. Bunu isteyerek başarabilenler pastadaki payını artırırken, tercih etmeyen veya başaramayanlar ise yapay ringde kalma mücadelesinde ardı ardına mağlubiyetler almaktadır. Kaybetmiş insanların oluşturduğu çerçeve nedir? Suçların, sefaletin artışı, karşılıklılık (reciprocity)’tan ziyade bencillik. Müştereğin kaybolmasından daha kederli bir durum varsa o da bu hadiselere karşı her geçen gün duyarsızlaşmamız. Dünyanın cehenneminden, cennetine giden uçağın kanadına tutunup kurtulabilmek için nelerimizi feda edebiliriz? Ben bireye dair bütün değerleri feda edebilecek insanları görmeye başladım.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emircan ERDAL imzasında diyor ki;

Sorumluluğumuz kadar hak ederiz.

Emircan ERDAL'ın Profili Emircan ERDAL'ın Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Emircan ERDAL- 2 ay önce

Merhaba, kelimelerin özenle dokunduğunu görmemek im... Sorgulama (Mutsuzluk Hali)

Rumeysa Doğan- 4 ay önce

Teşekkür ederim. Kirli Düzen

Neslihan- 4 ay önce

Teşekkürler, çok güzel bir yazı. Kirli Düzen
Daha Fazlasını Gör