Site içi Arama
Site içerisinde ayrıntılı arama yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir.

Sağlık Bilimlerinde Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı
- Yazar: Yılmaz Altuner
- Kitap Türü: E Kitap Oku, PDF Kitap indir, Sağlık
- Gösterim: 71
- Yazar: Yılmaz Altuner
- Kitap Türü: E Kitap Oku, PDF Kitap indir, Sağlık
- Yayınevi: Özgür Yayınları
- İlk Basım Tarihi: 2025
- Sayfa: 171
- ISBN: 978-975-447-998-0
- Gösterim: 71
- Bu kitap Okuryazar’a 1 ay önce eklendi ve şu anda 0 yorum bulunmaktadır.
Sağlık Bilimlerinde Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı
Sağlık Bilimlerinde Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı - Editör: Yılmaz Altuner Pdf E-kitap Oku / İndir
Yılmaz Altuner'in editörlüğünü yaptığı Sağlık Bilimlerinde Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı kitabı Okuryazar'ın dijital kitaplığında. Pdf e-kitap olarak okuyabilir, dilerseniz indirebilirsiniz.
Sağlık Bilimlerinde Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı Hakkında
Kadın sağlığı ve doğum sürecine dair güncel bilgiler sunan kitap, alanında uzman yazarların katkılarıyla hazırlanmış bir rehber niteliğinde. Kadınların doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası dönemde karşılaştıkları sağlık sorunlarına, psikolojik ve fiziksel değişimlere dair bir bakış açısı sunuyor.
Kitap, anne sütü ve emzirme, postpartum depresyon, gebelikte hipertansiyon, aile planlaması, doğum sonrası psiko-sosyal destek, infertilite, gestasyonel diyabet, kontrasepsiyon, yenidoğan bakımı ve engelli kadınların annelik deneyimleri... Geniş bir alanda kadın sağlığına dair önemli konular ele alınıyor. Her bölümde, konular literatür, güncel bilgiler ışığında okurun kolayca anlayabileceği şekilde ele alnıyor.
Sağlık Bilimlerinde Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı kitabı, sağlık profesyonellerinin yanı sıra kadın sağlığı ve doğum süreciyle ilgili bilgi edinmek isteyen okurlara hitap ediyor. Kadınların gebelik, doğum ve doğum sonrası süreçlerinde karşılaştıkları sorunlara dair bilinç oluşturmayı amaçlıyor.
**
Kadın sağlığı, gebelik ve yenidoğan bakımı, bireylerin yaşam döngüsünde kritik bir öneme sahip olan konulardır. Bu alanlar, sadece bireysel sağlığı değil, aynı zamanda toplum sağlığını da doğrudan etkileyen dinamikleri içermektedir. Bu bağlamda, kadınların gebelik öncesinden başlayarak doğum ve postpartum döneme kadar geçen süreçte karşılaştıkları fiziksel, psikolojik ve sosyal ihtiyaçların anlaşılması, etkili bir bakım sunulması için hayati bir gerekliliktir.
Sağlık Bilimlerinde Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı başlıklı bu eser, sağlık bilimlerinin farklı disiplinlerinden değerli akademisyenlerin katkılarıyla hazırlanmıştır. Kitap, kadın sağlığını ve yenidoğan bakımını merkeze alarak, emzirme, postpartum depresyon, gebelikte hipertansiyon, aile planlaması, infertilite, gestasyonel diyabet gibi pek çok önemli konuya ışık tutmaktadır. Ayrıca, engelli kadınların annelik deneyimleri ve yenidoğan bakımında güncel yaklaşımlar gibi toplumsal ve etik boyutlar da ele alınmaktadır.
Bu kitabın amacı, hem akademik literatüre katkı sağlamak hem de kadın sağlığı ve yenidoğan bakımı ile ilgilenen sağlık profesyonellerine, araştırmacılara ve öğrencilere kapsamlı bir rehber sunmaktır. Disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınan konular, hem teorik hem de pratik bilgiyle zenginleştirilmiş, kanıta dayalı uygulamalara vurgu yapılmıştır.
Kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm yazarlara ve sağlık bilimlerine gönül vermiş herkese teşekkür ederim. Bu eserin, kadın sağlığı ve yenidoğan bakımı alanında çalışan profesyonellere yol gösterici bir kaynak olmasını temenni ediyorum.
-Önsöz-Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı - İçindekiler
Kitap içindeki 12 yazıya dair ayrıntılı bilgiler aşağıda yer alıyor.
Anne Sütü ve Emzirme
İlayda İpek
Anne sütü, bebeklerin sağlıklı gelişimi için en önemli besin kaynağıdır. Anne sütü, doğumdan sonra ilk saatlerden itibaren bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksiyonlara karşı korur ve gelişimsel ihtiyaçlarını karşılar. Ayrıca, emzirme, anne ile bebek arasında güçlü bir bağ kurulmasına yardımcı olur ve bebeğin duygusal gelişimini destekler. Anne sütünün içeriği, bebeğin yaşına ve ihtiyaçlarına göre değişir; bu, bebeğin ilk aylarda daha fazla besin maddesine ihtiyaç duymasını karşılamak için oldukça uyumludur. Anne sütünün içerdiği proteinler, yağlar, karbonhidratlar, vitaminler ve mineraller, bebeğin beyin gelişimini ve genel sağlığını destekler. Bunun yanı sıra, emzirmenin anneye de sağlık yararları sağladığı birçok çalışma ile kanıtlanmıştır; örneğin, emzirme, anneye doğum sonrası kilo kaybını kolaylaştırır, bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkiler gösterir ve annenin ruh sağlığını iyileştirebilir. Emzirme ile ilgili olası zorluklar arasında, yetersiz süt üretimi, memede ağrı ve uyumsuz emzirme teknikleri yer alabilir. Bu nedenle, doğru emzirme tekniklerinin öğretilmesi ve annenin desteklenmesi büyük önem taşır. Emzirme, hem fiziksel hem de duygusal sağlık açısından bebeğin ve annenin en sağlıklı başlangıcını sağlar.
Postpartum Depresyon
Hilal Kabakçı
Postpartum depresyon (PPD), doğum sonrası birçok kadını etkileyen önemli bir zihinsel sağlık sorunudur. Sürekli üzülme, kaygı, duygu dalgalanmaları ve yenidoğan ile bağ kurmada güçlük gibi belirtilerle karakterize edilen bu durum, hem anne hem de çocuk üzerinde derin etkiler yaratabilir. Postpartum depresyonun sebepleri çok faktörlüdür ve hormonal değişiklikler, psikolojik stres, uyku eksikliği ve toplumsal faktörler (örneğin destek eksikliği) gibi unsurları içerir. Yüksek prevalansına rağmen, postpartum depresyon genellikle teşhis edilmez ve yeterince rapor edilmez; bunun başlıca nedeni, ruhsal sağlıkla ilgili damgalama ve yeni annelerin yalnızca “adaptasyon süreci” geçirmeleri gerektiği yönündeki yanlış anlayıştır.
Bu bölümde, postpartum depresyonun etyolojisi, risk faktörleri ve klinik belirtileri ele alınarak erken tanı ve müdahalenin önemi vurgulanmaktadır. Ayrıca, sağlık profesyonellerinin doğum sonrası ziyaretlerde PPD taraması yapmalarının ve terapi ile ilaç tedavisi gibi uygun tedavi seçeneklerini sunmalarının rolü üzerinde durulmaktadır. Bölüm, postpartum depresyonun anne-bebek ilişkisi üzerindeki etkilerini ve tedavi edilmediğinde çocuğun gelişimi üzerindeki uzun vadeli sonuçları tartışmaktadır.
Sonuç olarak, bölüm, psikolojik destek, toplumsal farkındalık ve sağlık politikalarının iyileştirilmesi gibi unsurları içeren kapsamlı postpartum bakımının önemini vurgulamaktadır. Postpartum depresyonun arkasındaki temel faktörler ele alınarak ve ruhsal sağlık hakkında açık konuşmalar teşvik edilerek, annelere daha destekleyici bir ortam sağlanabilir ve bu sayede hem anne hem de çocuk için daha iyi sonuçlar elde edilebilir.
Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Derneği'nin En Son Klavuzlarına Dayanarak Gebelikte Hipertansiyon Tanı ve Tedavisinin Kapsamlı Bir İncelemesi
Haniyeh Bonabian, Yılmaz Altuner
Gebelik sırasında annenin tıbbi ve cerrahi durumu prenatal morbidite ve mortalite üzerinde etkili olabilir. Hekim, gebeliğin hastalığın seyri üzerindeki etkilerinin yanı sıra hastalığın gebeliğin sonucu üzerindeki etkileri ve gebelik sırasında hastalığın tedavisi hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
Hipertansiyon, gebelikte sık görülen ve hastaneye yatışa neden olan zorluklardan ve komplikasyonlardan biridir. Kan basıncı bozuklukları Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gebeliklerin yaklaşık %10’unda görülür ve anne ölümlerinin %12,3’ünden sorumludur. Gebelikte hipertansiyon hem anne hem de fetüs için riskler taşıyan önemli bir alarmdır. Bazı durumlarda, bu komplikasyonlar her ikisi için de yaşamı tehdit eden riskler olabilir. Örneğin, preeklampsi anne ölümlerinin önde gelen dört nedeni arasında yer alır, doğru teşhis ve tedavi edildiğinde olumsuz sonuçları önlemek mümkündür. Gebelikte yüksek tansiyonun gebelikle ilgili olan veya olmayan farklı tipleri vardır ve her birinin tanı ve yönetimi birbirinden farklıdır. Bu çalışmanın amacı, en son Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Kılavuzlarına ve Beckman ve Ling’in Obstetrik ve Jinekoloji kitabının en son baskısına dayanarak gebelikte çeşitli hipertansiyon türlerinin tanımları, tanı yöntemleri, risk faktörleri, semptomları, yan etkileri, ilaç ve ilaç dışı tedavileri ve önlenmesi hakkında kısa bir genel bakış sağlamaktır.
Aile Planlaması
Canan Selvihan İlhan
Aile planlaması, bireylerin ve çiftlerin üreme hayatlarına ilişkin bilinçli kararlar alabilmesini sağlayan, üreme sağlığının önemli bir bileşenidir. Bu bölüm, aile planlamasının halk sağlığını iyileştirme, anne ve çocuk sağlığını destekleme ve sosyal ve ekonomik kalkınmayı teşvik etme açısından önemini incelemektedir. Farklı doğum kontrol yöntemleri, etkinlikleri, erişilebilirlikleri ve bu yöntemlerin benimsenmesini etkileyen faktörler tartışılmaktadır. Ayrıca, sağlık profesyonellerinin bireylere ve topluluklara eğitim, danışmanlık ve destek sağlama rolü vurgulanmaktadır. Bölüm, aile planlaması uygulamalarını etkileyebilecek kültürel, sosyal ve politika tabanlı zorlukları ele almakta ve bu zorluklarla başa çıkmak için kapsamlı bir yaklaşımın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, bu bölüm, üreme haklarının güvence altına alınmasında ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesinde aile planlamasının önemini vurgulamaktadır.
Doğum Sonrası Psiko-Sosyal Destek
Yaren Buse Cantimur
Doğum sonrası psiko-sosyal destek, annelerin fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamada hayati bir öneme sahiptir. Bu süreçte anneler, hormonal dalgalanmalar, fiziksel rahatsızlıklar, uyku eksikliği ve yeni annelik rolüne uyum sağlama gibi zorluklarla karşı karşıya kalır. Sosyal destek, yalnızca depresyon riskini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda annelerin annelik rolüne daha iyi uyum sağlamalarına ve aile içindeki ilişkilerini güçlendirmelerine yardımcı olur. Aile bireyleri, arkadaşlar ve profesyonel destek mekanizmaları, bu dönemde annelerin yükünü hafifletmek için önemli bir rol oynar. Bireysel ve grup terapileri gibi yöntemler de annelerin duygusal sağlığını desteklemek için etkili araçlardır. Ayrıca, ebe ve hemşirelerin sunduğu psiko-sosyal destek, annelerin yaşam kalitesini artırarak hem fiziksel hem de duygusal açıdan güçlenmelerine katkı sağlar. Bu destekler, annelerin bebekleriyle sağlıklı bir bağ kurmalarını teşvik ederken, doğum sonrası dönemi daha sağlıklı ve daha olumlu bir şekilde geçirmelerine yardımcı olur. Psiko-sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi, yalnızca bireysel değil, toplumsal iyilik hali açısından da büyük bir önem taşır.
İnfertilite ve Yardımcı Üreme Teknikleri
Seçilnur Abduloğlu
İnfertilite, üreme çağındaki çiftlerin bir yıl boyunca düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edememesi veya mevcut gebeliğin sürdürülememesi durumudur. Primer infertilite, hiç gebelik gerçekleşmemesi, sekonder infertilite ise daha önce gebelik yaşanmış olmasına rağmen tekrar gebelik olmamaktır. İnfertilite, %9 ila %30 arasında çiftleri etkileyen küresel bir sağlık sorunudur.Üreme, çiftlerin yaşları, cinsel birliktelik sıklığı ve zamanı gibi faktörlere bağlıdır. Kadınların üreme kapasitesi 30 yaşından, erkeklerin ise 40 yaşından sonra düşmeye başlar. Gebelik için, her iki cinsiyette de çeşitli fizyolojik unsurlar gereklidir; kadında uygun servikal müküs, açık fallop tüpleri ve normal ovülasyon, erkekte ise sağlıklı sperm üretimi ve genital sistemin tıkanıklığının olmaması önemlidir.İnfertiliteye neden olan faktörler arasında yaş, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, alkol ve sigara kullanımı, çevresel faktörler ve psikolojik durumlar yer alır. İnfertilite tanısı için çeşitli testler yapılır, bunlar arasında semen analizi, hormonal testler ve görüntüleme yöntemleri bulunmaktadır. Tedavi, altta yatan nedene yönelik olarak cerrahi veya tıbbi yöntemlerle yapılabilir ve çoğu çift tedavi ile çocuk sahibi olabilir.
Postpartum Dönemde İyileşme Süreci
Ayşe Melike Düzyer
Postpartum dönemi, doğum sonrası 6-12 haftalık bir iyileşme sürecini kapsar ve bu süreç, annenin fiziksel ve psikolojik sağlığını etkileyen önemli değişiklikler içerir. Bu dönemde, annelik hüznü gibi duygusal durumlar sıkça görülür; bu nedenle sağlık profesyonellerinin, lohusalara bu durumun normal olduğunu açıklaması ve psikolojik uyum sağlamalarına destek olması kritik öneme sahiptir. Ayrıca, emzirme, bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimi için hayati bir rol oynar ve anne sütü, antimikrobiyal ve immün düzenleyici bileşenler içerir.
Aile planlaması, çiftlerin istedikleri sayıda ve sağlıklı aralıklarla çocuk sahibi olmalarını sağlamak amacıyla önemlidir. Bu süreç, doğumlar arasındaki süreyi bilinçli bir şekilde planlayarak anne ve çocuk sağlığını korumaya yardımcı olur. Postpartum bakım, uluslararası ve ulusal sağlık kuruluşları tarafından önerilen izlem programları ile desteklenmektedir. Bu izlem, doğum sonrası ilk 24 saatten başlayarak, 6. haftaya kadar devam eder ve annenin ve bebeğin sağlıklı gelişimini destekler. Sonuç olarak, postpartum dönemde sağlıklı bir iyileşme süreci için hem fiziksel hem de psikolojik destek sağlanması gerekmektedir.
Gestasyonel Diyabet ve Riskleri
Zeynep Cengiz
Gestasyonel Diyabet (GDM), gebelik sırasında gelişen, insülin direnci ve hiperglisemi ile karakterize bir metabolik bozukluktur. GDM, gebelikte artan plasental hormonlar ve inflamasyonla ilişkilidir. Risk faktörleri arasında obezite, ileri yaş, prediyabet öyküsü ve genetik yatkınlık yer alır. GDM, anne ve fetüs üzerinde birçok komplikasyona yol açabilir; en yaygın olanları makrozomi, doğum yaralanmaları, sezaryen doğum ve preeklampsi gibi sorunlardır. Ayrıca, doğum sonrası annede tip 2 diyabet gelişme riski artar. GDM tanısı için Amerikan Diyabet Birliği (ADA) ve Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) tarafından belirlenen kriterlere göre, ilk prenatal muayenede açlık plazma glukozu (APG) ve oral glukoz tolerans testi (OGTT) uygulanır. Tedavi, glisemik kontrol sağlanarak morbiditeyi azaltmayı amaçlar. Yaşam tarzı değişiklikleri ve medikal beslenme tedavisi ilk adım olarak uygulanır. Eğer bu yöntemler yetersiz kalırsa, insülin tedavisi gibi farmakolojik müdahaleler gerekebilir. Glikoz seviyelerinin düzenlenmesi, maternal ve fetal sağlığı iyileştirir, komplikasyon risklerini azaltır.
Kontrasepsiyon ve Erkekler: Yaklaşımlar ve Belirleyici Etmenler
Kübra Nur Kılıç, Nebahat Özerdoğan, Esra Emül
Bireylerin çocuk sahibi olup olmamalarında, çocuk sahibi olacakları zamana karar vermelerinde, istenmeyen gebeliklerin azaltılmasında, anne- bebek mortalite ve morbiditenin azaltılmasında aile planlaması hizmetleri etkili olmaktadır. Ayrıca aile planlaması gebelikten korunma konusunda eğitim, danışmanlık ve kontrasepsiyonlar hakkında da bilgi sağlamaktadır. Kontrasepsiyon ise, çeşitli kimyasal ilaçlar, cerrahi prosedürler, cinsel uygulamalar veya cihazlar kullanılarak gebeliklerin planlı bir şekilde önlenmesi olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde kullanılan erkek kontraseptif yöntemleri; geleneksel bir yöntem olan geri çekme (coitus interruptus), modern yöntem olan prezervatif ve vazektomidir. Ayrıca hormonal ve nonhormal olarak yeni kontraseptif çalışmaları da devam etmektedir. Erkeklerin kontraseptif kullanımına karşı çıkma nedenleri arasında mitler, yanlış anlamalar, kontraseptiflerin yan etkileri, medeni hal, kötü ekonomik durum, dini etkiler, sınırlı erkek kontraseptif seçimi, kadın partnerin aldatma şüphesi ve geniş aileleri tercih etme yer almaktadır. Erkeklerin kontrasepsiyon kullanımına razı olması, etkili aile planlaması için bir anahtardır ve erkekler doğurganlık seçimlerini etkilemede büyük rol oynamaktadır. Erkekleri bu konuda bilgilendirme ve eğitme açısından sağlık çalışanları özellikle ebeler oldukça önemlidir. Aile planlaması ve kontraseptif eğitimlerini yapan ebeler mutlaka yanlarında eşlerini çağırmalı ve eğitimini çiftler üzerinde gerçekleştirmelidir.
Yenidoğanlarda Kanguru Bakımı
Begüm Can
Bebek doğduğunda, anne karnındaki karanlık ve güvenli ortamdan farklı olarak, parlak, soğuk ve gürültülü bir dünyaya adım atar. Bu ani değişim, bebeğin dış dünyaya uyum sağlamakta zorluk yaşamasına neden olabilir. Bu yüzden bebeğin bir an önce annesiyle buluşturulması önemlidir. Anne ile bebek arasındaki çıplak ten teması, bebeğin güvensizlik, üşüme ve anksiyete hissini hafifletir, bu da bebeğin sağlığını olumlu etkiler. Kanguru bakımı, doğum sonrası bebek ile annesi ya da babasının cilt temasıyla yapılan bir bakım türüdür. Bu uygulama hem bebekler hem de ebeveynler için vücut ısısını düzenleme, vital bulgularda iyileşme, emzirme başarısını arttırma, anne-baba-bebek bağlanmasını kolaylaştırma gibi birçok fayda sağlamaktadır. Hem fiziksel hem de psikolojik açıdan büyük faydalar sağlayan kanguru bakımı, basit ve güvenli bir yöntem olup, doğumdan hemen sonra uygulanarak bebeğin ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynar.
Doğum Sonu Dönemde Yenidoğan Bakımında Güncel Yaklaşımlar
Begüm Can
Yenidoğan dönemi, doğum sonu ilk 28 günü kapsar. Bu dönemde yenidoğanların, sağlıklı bir gelişim göstermesini sağlamak, hayatta kalma oranlarını artırmak ve sağlıklarını korumak için etkin bakım, izlem ve danışmanlık kritik bir rol oynar. Yenidoğan ölümleri büyük ölçüde önlenebilirken, bu ölümler hala yüksek orandadır. Yenidoğan sağlığının iyileştirilmesi, doğum öncesi, doğum sırası ve sonrası uygun müdahalelerle mümkündür. Özellikle ilk haftalarda yapılan izlem ve düzenli kontrol, bebeğin gelişiminin sağlıklı bir şekilde devam etmesine katkı sağlar. Ebeler, bebek bakımı ve ebeveyn eğitimi konusundaki uzmanlıklarıyla ebeveynlere rehberlik eder, onların bilgi ve becerilerini geliştirerek hem bebeklerin hem de ailelerin uzun vadeli sağlığını desteklerler. Yenidoğan bakımı, beslenme, hijyen, uyku düzeni, aşılama ve tehlike işaretleri gibi pek çok önemli konuya odaklanmak, bebeklerin sağlıklı büyüme ve gelişmelerine olanak tanımaktadır.
Engelli Kadınların Annelik Deneyimi: Görme ve İşitme Engelli Bireylerin Gebelik ve Doğum Süreçlerinde Karşılaştıkları Zorluklar ve Yaklaşımlar
Gamze Gedikli, Reyhan Aydın Doğan
Engellilik, bireylerin günlük yaşamlarını etkileyen fiziksel, zihinsel veya duyusal kayıplar olarak tanımlanır. Dünya genelinde nüfusun %16’sı, Türkiye’de ise %12,3’ü engelli bireylerden oluşmaktadır. Engelli kadınlar da diğer kadınlar gibi annelik deneyimini yaşama arzusuna sahiptir. Ancak, bu süreçte sağlık hizmetlerine erişim ve iletişimde çeşitli zorluklar yaşamaktadırlar. İşitme engelli kadınlar, iletişim sorunları nedeniyle doğum öncesi bakımda zorluk yaşamaktadır. Bu yüzden işitme engelli kadınlar için yazılı iletişim, işaret dili tercümanları ve şeffaf maske gibi çözümler önerilmektedir. Görme engelli kadınlar ise güvenlik, korku ve endişe gibi duygularla karşılaşmaktadır. Eğitim materyallerinin Braille alfabesiyle hazırlanması gibi uygulamalar, bakımın kalitesini artırabilir. Engelli kadınlar, tıbbi müdahalelere daha sık maruz kalmakta ve sezaryen oranları daha yüksek olmaktadır. İletişim eksikliği, doğum sırasında temel bir sorundur. Tercüman desteği ve yardımcı cihazların temini bu sorunları hafifletebilir. İşitme engelli kadınlar, tercüman eksikliği nedeniyle sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamamaktadır. Görme engelli kadınlar, bebek bakımı sırasında dokunma ve işitsel yöntemleri tercih etmektedir. Ancak, çocuk bakımı ve emzirme konularında daha fazla stres ve güvensizlik yaşayabilirler. Özel ekipmanlar ve uygun düzenlemeler, bu zorlukları azaltabilir. Araştırmalar, engelli kadınların toplumsal ve sağlık hizmetlerinden yeterli desteği alamadığını göstermektedir. Eğitim materyallerinin erişilebilirliği artırılmalı, sağlık çalışanlarının engelli bireylere yönelik bilgi ve farkındalığı geliştirilmelidir. Engelli kadınlar, annelik sürecini daha olumlu deneyimleyebilmeleri için fiziksel, duygusal ve sosyal destek almalıdır.
Konu: Sağlık Bilimlerinde Kadın Sağlığı, Gebelik ve Yenidoğan Bakımı Yılmaz Altuner Doğum, Kadın sağlığı, Gebelik E-kitap oku, E-kitap indir, Pdf kitap oku, Pdf kitap indir