Okuryazar / Yazılar / Yedisinde ne ise yetmişinde de odur yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Adem Şahinkaya
  • Kategori: Eğitim, Toplum
  • Bu yazı Okuryazar’a 2 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 407
2 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Yedisinde ne ise yetmişinde de odur

Yedisinde ne ise yetmişinde de odur

Evrende yaşayan canlılar içerisinde eğitime en fazla ve en uzun süre ihtiyaç duyan canlı türü insandır. Bazı kaynaklarda doğum öncesi başlayan bu süreç doğumdan sonra yoğun bir şekilde devam etmektedir. Başkalarının desteğine ihtiyaç duyarak dünyaya gelen insanoğlu, hayatının aşamalarında destek dereceleri değişiklik göstererek süreyip gider. Ortalama seksen-seksen beş yıl yaşadığını varsaydığımızda bu süreçte ihtiyaç olan bilgi ve becerileri hangi yaş skalasında öğrendiği önemlidir. İnsan ortalama hayatın sonuna yaklaştığı yetmişli yaşların tavır ve davranışlarının altmış yıl önceki hal ve hareketlerinden tahmin etmek için ciddi verili bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Davranış bilimleri ve Beyin araştırmaları çocukluk döneminin en önemli yıllarının 0-3, 3-6 dönemlerinin olduğunu tespit etmiştir. Yeni doğmuş bebekler çevresindeki ses ve görüntüleri hafızaya kaydederler. Doğumdan 36 ayına kadar çocukların bulundukları çevre koşulları eğitimli, bilinçli olması ve duydukları kelimelerin sayısı, niteliği kurulacak hayat temelinin sağlam olmasında önemli etkiye sahiptir. Amerika’da 1965 yılında Hart ve Risley yapılan araştırmada, çocukların 36 ayına kadar işittikleri kelime sayısını hesaplamışlar. Sosyoekonomik düzeyi yüksek ailelerde, 45 milyon kelime konuşulurken, düşük ailelerde 12 milyon kelime işitmişler (Suskind, 2015). Teknoloji ve dijital ürünlerin gelişmesiyle işitilen kelime sayısının artmıştır. Kelime sayısının fazla olduğu ailelerin çocukları hayatta başarılı oldukları gözlenmiştir. Eagleman, “Gelişmekte olan bir beyin, “beklenen” çocuğun gelişim ve bakım için uygun koşullara sahip bir ortam bulamadığında, normal gelişim sürdürmekte zorlanır”. (Eagleman, 2019) Hayatımızın ilk dönemlerinde beyin toplayıcı konumunda, çevrede gördüğü işittiği ve dokunduğu şeyleri hafıza doldurmaya çalışıyor. Yedi yaşına gelmeden davranışlar şekillenmeye başlıyor. “Çevreni zenginleştir, nöronların çoğalsın” (Yıldız, 2016). Çocukların 36-72 ay arası, ilk dönemde görüp işittikleri bilgilerin uygulamaya döküldüğü dönmedir. Çocukların zamanlarının büyük bölümü oyun ve meraklı sorular oluşturmaktadır. Çocuğun ilk dönemde yoğun bir şekilde dil öğrenme kabiliyetini geliştirmesi onun hayatının kalan aşamasında ritim, matematik, müzik, fizik, uzaysal ilişkiler, hafıza, bütünleşme, yaratıcılık, mantık, analitik düşünme ve çözüm bulma becerileri de gelişmesine katkısı olmaktadır. (Buzan, 2019) Gelişmiş ülkelerin gelişmişlikleri hem kendi çocuklarının eğitimi hem de diğer ülkelerden ettikleri transferler ile gelişimi sürdürmektedir. Yedisine gelmeden kazandırılacak zengin çevre geleceğinde zengin olmasını sağlayacaktır. Çalışma hayatında ihtiyaç olan iş becerisi, yeterlilikler ve yetkinlikler edinmiş psikomotor davranışların bir kısmı okul öncesi dönemde ve okul çağlarında kazanılmaktadır. (Silah, 2005) yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda “Yedisinde ne ise yetmişinde de odur” cümlesi hayatın doğal akışı içerisinde devam ediyorsa geçerlidir. Kişinin bireysel açık alanları ve geliştirilebilen becerileri tespit edilerek özel eğitim programları ile değiştirilebileceği öngörülmektedir. Kontrollü ve denetimli hayat anlayışı ile davranış değişikliği sağlanabilmektedir. “ Beşikte giren, mezarda çıkar” atasözü de desteklemektedir. Davranış değişikliğinin maliyeti de yüksek olmaktadır. Okul öncesi eğitime yapılan 1 doların geri dönüşü 7 dolar olarak hesaplanmıştır. Yaş ilerledikçe yatırım maliyeti bile karşılanamamaktadır. Kaynakça Buzan, T. (2019). Aklını Kullan. İstanbul: Alfa. Eagleman, D. (2019). Beyin. İstanbul: Domingo. Silah, M. (2005). Çalışma Psikolojisi. Ankara: Seçkin. Suskind, D. (2015). Otuz milyon kelime. Ankara: Buzdağı. Yıldız, A. (2016). Güçlü Beyin. İstanbul: Alfa.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Adem Şahinkaya imzasında diyor ki;

Cocuklaryeteneklidogar

Adem Şahinkaya'nın Profili Adem Şahinkaya'nın Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Emircan ERDAL- 2 ay önce

Merhaba, kelimelerin özenle dokunduğunu görmemek im... Sorgulama (Mutsuzluk Hali)

Rumeysa Doğan- 4 ay önce

Teşekkür ederim. Kirli Düzen

Neslihan- 4 ay önce

Teşekkürler, çok güzel bir yazı. Kirli Düzen
Daha Fazlasını Gör