ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna lideri Zelensky ile basın önündeki tartışmasıyla alevlenen dünya politikası, Avrupa Birliği ülkelerinin Zelensky’ye destek vermeleriyle ABD ve AB arasında bir kriz doğmasını gündeme getirdi. Hatta Elon Musk’ın ABD’nin NATO’dan ayrılması sözüyle spekülasyonlar arttı. Bu görünen kısım, işin iç yüzü karmaşıklığı ön plana sunarak akıl dışı bir politikayı yürürlüğe sokmak. Bu spekülasyonlar gerisinde birkaç fiziksel olayı da devamında getirerek karmaşıklığın körüklenmesi sağlanacaktır. Güvensizlik alanında bocalayan bir sistem, konsensüs ile devletler ve küresel şirketler lehine, insanların aleyhine alınacak bir karar da buluşacaktır. Bu kararın devamında gelenler, insanlığa zarar getirecek besbelli. Aslında başlangıçta her şey çok iyiydi. 1980’lerde dünyaya yayılan küresel sermaye girmediği ülke bırakmadı, giremediği yerleri de işgalle sonuçlandırdı. 11 Eylül olayından sonra vites yükselterek Avrupa ve ABD parasal genişlemeye gitti. Bastığı paraları küresel şirketlere ucuz yollu kredi vererek şirketlerin dünyaya yayılmasını sağladı. Bu şirketler de tüm ülkelerin karlı sektörlerini satın aldı. Şirketlerin oluşturduğu konsensüs o kadar büyüdü ki, hükümetleri yönetmekten daha ileri giderek devlet politikalarına karar verici oldu. İşte bu durumda ABD ve Avrupa modern ülke olurken yaşadığı sıkıntılı yılları (1900-2000) görmezden gelerek şımarma dönemine girdi. * Küresel iklim değişimi ve gıda * Cinsel haklar ve eylemler * Mülteci kabulü baskısı * Hukuk kuralları esnekliği ve adalet sistemi değişimleri * Mali politika değişiklikleri, Küresel şirketlere tanınan imtiyazlar Yukarıda maddelerle sadeleştirdiğim konularda küresel şirketlerin baskısı 2000-2024 yıllarını şekillendirdi. Oluşturulan fonlar ile ülke liderlerinin bağımsız ve makul hareket etmesi engellendi. Bu durumlara doğal tepkiler olarak ortaya çıkan çılgın fikirli insanların seçilmesi de bu olayın bir parçası. Avrupa son dönemde sürekli aşırı milliyetçi partilerin zaferlerine şahit oldu. ABD, radikal kararlar alan Trump’tan medet umar oldu. Bu denklemde bu sonuçlar daha da tuhaflaşarak devam edecek. Karmaşıklık yeni kurtarıcılar getirirken, aslında dünya kendini bir savaşın içinde bulacak. Savaşın tarafları şimdiden belli ama ilerleme konusunda sürekli alan değişecek ve uzun yıllar alacak. Polonya-Belarus cephesi güneyde Ukrayna-Rusya ile devam ederken, Türkiye güneyde İsrail ile temas kurarak Doğu Akdeniz’in güvenliğini sağlayacak. Gazze boşaltılmaya zorlanacak, şiddet durmayacak. İsrail ise Sina Yarımadası’nı işgal ederek Süveyş Kanalı’na kadar inecek. Yakın zamanda Türkiye ile ilgili AB ve NATO’dan övgüler alınması çok olası. Bu övgüler verilecek görevlerin kabulü ve devamında da sürecek. Başlıklar hazır!! ‘Türkiye Bölgede Büyük Aktör’, ‘Türkiye Avrupa’nın Bir Parçası’, ‘Türkiye Kendinden Emin’. Bizi zor günler, hararetli zor günler bekliyor.