- Yazar: Muhammed ÇELİK
- Kategori: Toplum, Deneme
- Bu yazı Okuryazar’a 3 saat önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 8
Araf Paradoksu: Kal-Git
Bırakıp gitmek mi daha güzel ya da kalıp mücadele etmek mi? Bu soruya tek yönden elbette cevap veremeyiz. Çünkü tek cevabı yok. Böyle olsa zaten diğer tarafa önyargıyla bakmış oluruz. Kitabın ortasından konuya giriş yaptık ama devam edelim.
İnsan doğup büyüdüğü yere aklen ve kalben bağlıdır. Bu bağlılık her ne kadar aklen belli bir yere kadar olsa da kalben zannımca can tenden çıkıncaya kadar devam eder. Kişiyi büyüten ezgiler, türküler, masallar nasıl bir anda kalbinden sökülüp atılsın ki bu hayatın ve insanlığın olağan akışına aykırı bir durum.
Kalmak istemeyen ve zorlu göç yolculuğuna çıkanları da anlamaya çalışmak lazım. Rahatı yerinde, keyfine diyecek yok dediklerimiz neden ana vatanlarını terk eder ki. Bu hayatın öğrenme sürecinde bunun üzerinde çok düşündüm ve her defasında da farklı düşünceler hafakanına girip çıktım. Ama ne yazık ki bir neticeye varamadan adeta bir girdapta beyhude bir şekilde kulaç atan bir yüzücü gibi her defasında suyun dibine kadar girdim çıktım.
Bırakıp gidersek, bu eller kime kala diye düşünürken, öte taraftan baba evini terk etmez mülahazasıyla davranmak ama bunun sonucunda ise çeşitli sıkıntılara duçar olmak. Yaşam hakkı kutsaldır ve her dinde, kültürde ve ülkede bu böyledir. Yaşam hakkı zedelendiğinde veya ayaklar altına alındığında gitmek mi kalıp sıkıntılara göğüs germek mi daha güzeldir, farzı misal takdir yetkisi ve Süleyman mührü sende olsa ne yapardın, her yeri tarumar edip bırakıp gitmek mi yoksa kalıp mücadele ederek evvela kendi bahçeden başlayarak memleketi bir İrem bahçesine evirmek mi, seçim yetkisi sende.
Düşmüşün halinden ancak düşen anlar; anlar anlamasına da bu da bir yere kadar. Diyecektim ki neden yardım edilmez düşmüşe fakat sanırım biz bazı durumlarda hizipçilik oyununa kendimizi kaptırıyoruz. Bizden mi değil mi muhabbetine evriliyor mazlumiyet. Bu da olur mu, yok olmaz böyle bir şey demek istiyoruz, bu satırları okuyan sizlerin de bu şekilde düşündüğünüze eminim.
Ne yazık ki durum bundan ibaret ve bu durum sözlü veya yazılı olarak ifade edilmemektedir.
Fakat en yakın çevremiz olmak üzere bu iş sosyal medyasına varıncaya kadar haksızlığa uğrayan kişiyi savunurken dahi hangi mahalleden olduğuna bakıyoruz.
Ey ahali! Ne yapmak lazım gelir acep! Bu da bilinmez bir muamma ya ama Mesih olmadığımızı da biliriz ve ateşe su taşıyan karınca misali herkes "Karacaoğlan der ki bre erenler / Ben gidiyorum mâmur olsun örenler" mısrasındaki gibi demeli ve memleket için gücü nispetince çalışmalı.
Böyle desek de gidenleri de anlamak lazım, neden bu güzel vatan toprağını bırakıp giderler, başka ülkelerde olup da burada olmayan nedir, neden gençlik gayesiz ve hedefsiz bir şekilde yaşamakta ve neden toplumda ahlaki değerler yeterince önemsenmemekte, gençlere nasıl değer verilmeli, ülkenin gelişiminde ve geleceğinde gençlerin katkısı ne olabilir, gençlerin ülkelerine olan aidiyet ülküleri nasıl daha güçlendirilebilir, başını kaldıranın başına balyoz indirmenin marifet olmadığını kendimize nasıl anlatabiliriz ve son olarak kendi alanlarında yetkin bireyleri -Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun veya olmasın- yurt dışından Türkiye’ye nasıl transfer edebiliriz?
Özetle gemi mürettebatı etkin ve yetkin olursa ekip gemiyi de sahili selamete ulaştırır fakat unutulmamalıdır ki liman, gemi için vardır ama gemi yoksa o liman neye fayda.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Bu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
MUSTAFA KALFA- 23 saat önce
Popüler klişelere gülerek bakan ama kimseyi gülerek... Çarpık Cümleler #1 – Hiç Okumad...
Ayşenur Uygun- 1 hafta önce
Farkındalıklarla dolu bir yazı, teşekkürler ! İyi İnsanlar Neden Acı Çeker?
Serena- 4 hafta önce
@neslihankaya Çok teşekkür ederim İnsanlık ince işçilik ister. İ....