Öncelikle şunda bir anlaşalım. Dünya bize ait değil. Bir yolcuyuz. Geldik ve gideceğiz. Bir partiye davet edildik, katıldık, gidiş vakti geldiğinde ayrılacağız. Artık hafifleyelim. Bunca sorumluluk bize ait değil. Yapman gerekeni yap gerisini düşünme. Her şeyi karıştıran şey, yine bize öğretilenlerle harmanlanmış, korkuyla sulanmış, sanki tek gerçekmiş gibi sunulmuş dünya halleri. Sesi çok çıkan bir şeyler anlatmış ve en çok bunları duyduğumuz için benimsemiş ve benimsediğimiz gibi sığ şekilde yaşamımızı devam ettirmişiz. Doğumunuzdan itibaren anlatılanlara bir dönüp bakar mısınız? En çok da korku var içlerinde. Korktuğun her ne ise. İnan bana. Sandığın gibi olmayacak. Belki de hiç olmayacak. Zaten niye sanıp duruyorsun ki, yaşarsan bakarsın çaresine. Ne bu korkudan gelen sanrılar? Hemen çıkarınız korkuyu vücudunuzdan. Hayır korkum yok dersen de bir kere daha kontrol etmeni tavsiye ederim. Korku öyle profesyonel bir düşman ki, bin tane kılığıyla bir bedende yani sende yaşar ve mutlulukla bile karıştırabilirsin. Aman dikkat. Korkuyu, sevgiye ulaşmak isterken göstereceğin cesaretinle bedeninden atabilirsin. Sevgin ne kadar kalpten ve çok olursa o kadar silinir korkun. Sevgi ise kesinlikle cesaretle sulanır. Cesur ol! 😊 SEVGİLİ İNSAN ARKADAŞLARIM, BURADA KALMAYACAĞIZ, ÇANTANIZI DOLDURMAYIN ZATEN ONU DA GÖTÜREMEYECEĞİZ. İçinde korkundan büyük bir sevgi zaten var. Hep vardı. Hepimizde var. Bulduysan ne demek istediğim ortadadır. Bulamadıysan henüz, biraz anlaşılması zor olabilir bu cümlelerim ancak bu beni yazmaktan vazgeçirmiyor. Bir tane soru işareti bile oluşturabilirsem bu benden varlığımıza hizmetimdir. Zaten bu saf sevgiyi yaşıyorsan, umarım ganilerce çoğalır. Henüz yaşamadıysan, dilerim tez zamanda seni kucaklar. Kalpten teşekkürlerimi kabul et. Ayşenur