Okuryazar / Dergi / Zamanın Kıyısında Bir Yalnız: Ahmet Hamdi Tanpınar yazısını görüntülemektesiniz.
Zamanın Kıyısında Bir Yalnız: Ahmet Hamdi Tanpınar

Zamanın Kıyısında Bir Yalnız: Ahmet Hamdi Tanpınar

"Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında..."


Bir ömrü bu iki dizeye sığdırmak mümkün müdür? Ahmet Hamdi Tanpınar için evet. O, zamanla bağını koparamayan bir şairdi, fakat hiçbir zaman da tam olarak ona ait olmayan bir düşünce adamı… Ne tam anlamıyla geçmişin sinesine sığınmış, ne de geleceğin parlak vaatlerine kendini kaptırmıştır. Modern Türk edebiyatının en seçkin kalemlerinden biri olan Tanpınar, yaşamı boyunca yalnızlığın, zamanın ve belleğin kıyısında yürüdü. Geride bıraktıkları ise, hâlâ aynı sessizlikte konuşmaya devam ediyor.


Bir Osmanlı Sonrası Çocuğu: Hayatı

Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901'de İstanbul'da doğduğunda, Osmanlı İmparatorluğu yavaş yavaş ömrünü tamamlamaktaydı. Babası hukukçu Hüseyin Fikri Efendi'nin memuriyeti nedeniyle çocukluk yılları Anadolu'nun farklı kentlerinde geçti: Sinop, Kirkuk, Antalya ve İstanbul... Bu dolaşıklık yalnızca mekânda değil, zamanın ruhunda da izini bıraktı Tanpınar'ın üzerinde. Gelenekle modernlik arasında bocalayan bir dönemin, kültürel geçiş sancılarını en derinden yaşayan kuşaktandı.

İstanbul'da önce Baytar Mektebi'ne başladıysa da orada uzun kalmadı; kalbi şiirdeydi. Darülfünun Edebiyat Fakültesi'nde Yahya Kemal Beyatlı'nın öğrencisi oldu. Yahya Kemal'in düşünce dünyası, estetik anlayışı ve geçmişe duyduğu hayranlık, Tanpınar'ın zihninde yankı buldu. Mezuniyetinin ardından Anadolu'ya öğretmen olarak gönderildi. Erzurum Lisesi'nde başlayan meslek hayatı, Konya ve Ankara'daki görevleriyle sürdü. Sonra İstanbul... 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Yeni Türk Edebiyatı profesörü oldu.

Üniversite yıllarından sonra edebiyat öğretmenliğiyle başlayan meslek hayatı, onu Anadolu'nun pek çok köşesinde halkla buluşturdu. Erzurum Lisesi'nde başlayan bu yolculuk, Ankara ve İstanbul'daki öğretmenlikleriyle devam etti. Ancak Tanpınar'ın asıl etkisini gösterdiği yer, üniversite kürsüsü oldu. 1939 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Yeni Türk Edebiyatı profesörü olarak göreve başladı. Kendi ifadesiyle, "yaşadığı zamanı anlamanın yolu, onu en önce anlamaya çalışmaktır." Bu anlayışla, yalnız metinleri değil, çağını da çözümleyen bir akademisyen oldu.

1942 yılında kısa süreliğine de olsa siyasetin kapısından içeri adım attı. Maraş milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yaptı. Fakat siyaset, onun aradığı sığınak değildi. Ne kalemi susturabildi meclis kürsüsünde ne de ruhundaki yalnızlığı. O, en çok kitaplarıyla, düşünceleriyle ve öğrencilerinin zihninde yankılanan sorularla var olmak istiyordu. Görev süreleri dolduğunda yeniden üniversiteye döndü ve yazmaya, düşünmeye kaldığı yerden devam etti.

Ahmet Hamdi Tanpınar 1962 yılında İstanbul'da hayata veda etti. Ardında, zamanın içinden geçerek büyüyen bir edebî miras bıraktı.


Zamanın ve Bilincin Katmanları: Eserleri

Tanpınar'ın yazdığı her eser, zamanla kurulan karmaşık ilişkiler yumağının içinden geçer. En bilinen romanı "Saatleri Ayarlama Enstitüsü", bir bakıma onun yazarlık serüveninin zirve noktasıdır. Batılılaşma, gelenek, bireysel kimlik, toplumun çelişkileri… Tüm bunlar Hayri İrdal karakteri üzerinden ironik ve derinlikli bir biçimde anlatılır. Roman, zamanın akışıyla birlikte toplumun değişen yapısını bir laboratuvar titizliğiyle gözler önüne serer.

"Huzur", ise Tanpınar'ın belki de en lirik romanıdır. Mümtaz ile Nuran'ın aşkı, İstanbul'un siluetinde yankılanan geçmişin ve geleceğin çatışmasına dönüşür. Bu romanda aşk, sadece iki insan arasındaki ilişki değil; aynı zamanda insan ile şehir, insan ile zaman, insan ile geçmiş arasındaki ilişkiyi de anlatır.

Tanpınar'ın tamamlayamadığı romanı "Aydaki Kadın", yine zaman, bilinç ve varlık temaları etrafında döner. "Beş Şehir" adlı deneme kitabında ise Erzurum, Konya, Bursa, Ankara ve İstanbul üzerinden bir milletin ruhuna ulaşmaya çalışır. Şehirleri anlatsa da aslında insanı anlatır. Eserin dili, bir romancı zarafetiyle işlenmiştir.

Şair kimliğini taşıdığı "Şiirler" kitabında ise zamanla olan kişisel hesaplaşmasının en soyut ve en içten haline tanık oluruz. "Bursa'da Zaman", bu bağlamda, yalnız Tanpınar'ın değil, Türk şiirinin de en derinlikli metinlerinden biridir.


Edebiyatçının Portresi ve Popüler Etkisi

Ahmet Hamdi Tanpınar, sağlığında anlaşılmakta güçlük çekmiş bir yazardı. Romanlarındaki yoğun imgesellik, karakterlerin içsel çatışmaları ve zaman-mekân bağlamındaki felsefi derinlik, kimi eleştirmenlerce "ağdalı" bulunmuştur. Ancak ölümünün ardından geçen yıllar içinde Tanpınar'ın kıymeti daha fazla anlaşıldı.

Bugün Türk edebiyatı üzerine çalışan akademisyenlerin büyük bölümü, Tanpınar'ı "modern Türk romanının mimarlarından" biri olarak kabul eder. O yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda bir düşünürdü. Eserlerinde Doğu ile Batı arasında sıkışan bireyin sorunlarına hem estetik hem entelektüel çözümler sunmuş; bu da onu günümüzde felsefe, sosyoloji, şehir planlaması ve mimarlık gibi farklı alanlarda da alıntılanan bir yazar haline getirmiştir.

Özellikle son yıllarda Tanpınar, sosyal medyada, akademik tezlerde, hatta dizilerde dahi sıkça alıntılanır oldu. "İçimizde bir yerde bir şehir var, her akşam üstü kaybolan" gibi cümleleri, hem onun edebi gücünü hem de bireyin içsel yalnızlığını eşsiz bir dille anlatır.


Ölüm ve Ardında Bıraktığı Sessizlik

Ahmet Hamdi Tanpınar, 24 Ocak 1962'de geçirdiği kalp kriziyle İstanbul'da hayata veda etti. Arzusuna uygun olarak Yahya Kemal'in mezarının yakınına gömüldü. Ardında eksik romanlar, tamamlanmış düşler, ve hâlâ anlaşılmayı bekleyen metinler bıraktı.

Fakat Tanpınar'ın gerçek mezarı, kelimelerinin içindedir. "Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında" diyen adam, aslında hep zamanın kalbinde yaşadı. Onun cümleleri hâlâ bize bir aynadan bakıyor. Her bakışta biraz bizden, biraz ondan iz taşıyor.



ok-isareti4-300.png Edebiyat kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir 
      Göz atmak için tıklayın


ok-isareti4-300.png Yaşam kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve bu sayfayı çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


Etiket: Zamanın Kıyısında Bir Yalnız: Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü özeti, Huzur romanı konusu, Beş Şehir özeti, Ahmet Hamdi Tanpınar hayatı, Ahmet Hamdi Tanpınar eserleri, Ahmet Hamdi Tanpınar kimdir, Ahmet Hamdi Tanpınar şiirleri, Tanpınar'ın edebi anlayışı, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı yazarları, Modern Türk edebiyatı, zaman kavramı, modernizm, birey ve toplum, Yahya Kemal ve Tanpınar, Tanpınar sözleri, edebiyat profesörü, TBMM Maraş milletvekili, Tanpınar ve zaman kavramı, Ahmet Hamdi Tanpınar sözleri, Türk edebiyatında modern roman, Ahmet Hamdi Tanpınar biyografi, Aydaki Kadın özeti, Tanpınar'ın Yahya Kemal ile ilişkisi, Tanpınar'ın milletvekilliği dönemi, Modernizm ve Tanpınar, Tanpınar şiir dili, Zamanla hesaplaşan yazar: Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri değil, zamanı ayarlayan adam, Modern Türk edebiyatının derin sesi, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanlarında birey ve toplum



ok-isareti4-300.png Okuryazar'ı keşfedin!

Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.

 

Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)

Bu Yazının Yorumları

Son Yorumlar

Murat şenocak- 1 ay önce

Son paragraf üzdü ama maalesef ki gerçek buPapatyalar

Reşat binbaşıoğlu- 1 ay önce

Bu şiiri en iyi. Şerk eden Niyazi misriÇıktım Erik Dalına

Mustafa Atagün- 5 ay önce

İmzalayanların uymadığı bir beyanname!İnsan Hakları Evrensel Beyannam...
Daha Fazlasını Gör