- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Toplum, Yaşam
- Etiketler: Görgü Kuralları Ile Ilgili Yazılar, Toplu Taşıma Görgü Kuralları, Metrobüs Nezaket Kuralları, Toplu Taşımada Nezaket
- Bu yazı Okuryazar’a 1 ay önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 254

Toplu Taşıma Araçlarında Nasıl Davranmalıyız, Nasıl Davranmamalıyız?
Gün, sabahın kör saatinde başlar çoğumuz için. Gözler henüz uyanmamış, eller yarı otomatik hareket ederken bir telaşla hazırlanırız. O hengâmede toplu taşıma aracına atarız kendimizi: otobüs, metro, tramvay, minibüs, metrobüs… Kimi zaman kalabalık bir ses koridoruna, kimi zaman dalgınlıkla örülmüş bir yalnızlığa karışırız. Fakat her ne koşulda olursa olsun, o an itibarıyla tek başımıza değilizdir artık. O araç, kısa süreliğine de olsa ortak bir yaşam alanına dönüşmüştür.
Bu alan, sadece taşınan insanları değil, taşınan alışkanlıkları, huyları, sabırları ve saygı biçimlerini de içinde barındırır. Ve ne yazık ki çoğu zaman, dışarıda kalması gerekeni içeri alan, içeride olması gerekeni dışarıda bırakan bir dikkatsizlikle savrulur insanlar.
Görgü, Ahlak ve Hukuk Aynı Araçta Yolculuk Eder
Toplu taşıma araçları, bir bakıma toplumun aynasıdır. Bir toplumun birbirine olan saygısı, sabrı ve bilinç düzeyi, en çok bu araçlarda kendini belli eder. Yüksek sesle telefonda konuşmak, müzik dinlerken kulaklık kullanmamak, cam kenarını işgal ettiği hâlde uyuma numarasıyla yaşlıya yer vermemek gibi davranışlar, yalnızca görgü eksikliği değil; empati yoksunluğunun, hatta bazen kaba cehaletin dışa vurumudur.
Aynı şekilde, minibüs şoförünün beş kişi daha sığdırmak uğruna ayağa kalkmış yaşlı bir kadını görmezden gelmesi; otobüs durağa yanaşırken kimsenin inmesini beklemeden içeri hücum edilmesi ya da metroda insanların koltuk kapma telaşıyla birbirine omuz atması da yalnızca bireysel değil, kolektif bir bilincin eksikliğini gösterir.
Herkes Kendi Evinin Misafiri Gibi
Toplu taşıma araçları kimsenin özel mülkü değildir ama her birimizin geçici evi gibidir. Dolayısıyla oradaki davranışlarımız da, evimizde misafir ağırlıyormuşçasına bir özen taşımalı. Koltuğa ayakkabıyla çıkmak, yere çöp atmak, yiyecek yemek ve etrafa koku salmak... Bunlar, en temel temizlik ve görgü kurallarının bilinçli bir ihlalidir. Ve unutmayalım: Bir kişinin özensizliği, bazen onlarca insanın gününü mahvedebilir.
Bir başka temel sorun da alan ihlalidir. Sırt çantasıyla omuzlara çarpa çarpa ilerleyenler, genişçe oturup yanında yer bırakmayanlar, ayak ayak üstüne atanlar, diziyle önündeki yolcuyu rahatsız edenler, kapı önünü tıkayanlar… Her biri, "ben merkezli" bir bakış açısının yansımasıdır. Oysa hep birlikte taşınıyoruz; bu, ancak "biz" olduğumuzda konforlu hâle gelir.
Görünmeyen Yolcular: Engelliler, Hamileler, Yaşlılar, Çocuklar
Birçok toplu taşıma aracı, engelliler, hamileler, yaşlılar ve çocuklu anneler için özel bölmelerle donatılmıştır. Ancak bu bölmeler çoğu zaman bir cep telefonu ekranına gömülmüş, kulaklıkla dış dünyadan yalıtılmış gençlerin "uykuya dalma bölgesi" hâline gelir. Kimse kalkmaz. Hatta çoğu zaman gelen kişiye suçlu bakışlar atılır, "Keşke başka yere otursaydı" denilir içten içe. Oysa orası onların hakkıdır, bizse sadece geçici misafirleriz.
Aynı şekilde, engelli kişiler için düzenlenen rampalar, genellikle ya park edilmiş araçlar tarafından engellenir ya da yolun "en kısa yolu" olarak görülüp yayalarca işgal edilir. Tüm bunlar, hem saygının hem de sistemin çöküşüdür.
Kalabalık, Kaos Değildir
İstanbul'da, Ankara'da ya da başka bir büyük şehirde sabah saatlerinde metrobüse binmiş herkes bilir; o kalabalık içinde nefes almak bile meziyettir. Ama bu kalabalık, her türlü saygısızlığı meşrulaştırmaz. Tam aksine, nezaketin en çok sınandığı yerdir kalabalık. Kalabalıkta sabır göstermek, omzuna çarpan kişiye anlayışla bakmak, başkasının kişisel alanını ihlal etmemeye çalışmak... Bunlar, insan olmanın en sade ama en asil davranış biçimleridir.
Kimi zaman biri "Afedersiniz" der, yol ister. Ve işte o iki kelime, bazen bütün gününüzü güzelleştirir. Çünkü o anda, birinin sizi insan yerine koyduğunu, varlığınızı fark ettiğini hissedersiniz. Bu bile, başlı başına bir nezaket başarısıdır.
Toplu Taşıma Araçlarında Doğru Davranış için 15 Öneri
1. Yüksek sesle konuşmayın – Telefonla konuşuyorsanız kısa ve kısık sesle konuşun.
2. Müzik dinlerken kulaklık kullanın – Ses dışarı taşmamalı.
3. Koltuğa ayakkabıyla çıkmayın – Temizlik sadece evde değil, toplu taşımada da önemlidir.
4. Çöp atmayın, yediklerinizi paketleyip çantanıza koyun.
5. Yaşlılara, hamilelere, çocuklu kadınlara mutlaka yer verin.
6. İnecekleri bekleyin, sonra binin. Kalabalığı artırmayın.
7. Sırt çantanızı çıkartarak taşıyın, başkalarını rahatsız etmeyin.
8. Kapı önlerinde durmayın, inenlere kolaylık sağlayın.
9. Koltuğa yayılmayın, yanınızdakine saygı gösterin.
10. Engelli rampalarını ve özel bölmeleri işgal etmeyin.
11. Başkalarının özel alanına saygı gösterin, temaslardan kaçının.
12. Hastaysanız, öksürüyor veya hapşırıyorsanız ağzınızı mutlaka kapatın.
13. Araçlara zarar vermeyin, koltukları çizmeyin, camları kirletmeyin.
14. Sohbet ederken herkese duyurmak zorunda değilsiniz.
15. Teşekkür etmeyi, özür dilemeyi unutmayın. Nezaket bulaşıcıdır.
Görgü Kuralları ile ilgili diğer yazılar da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Yaşam kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Toplum kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Beğen ve Yorum Yap
Bu Yazının Yorumları
Şu yazılar da ilginizi çekebilir
Kadir TEPE- 2 gün önce
Neslihan- 1 ay önce
Esma Doğan- 1 ay önce