Okuryazar / Dergi / 🧬 Aziz Sancar Kimdir? Nobel Ödüllü Türk Bilim İnsanının Hayatı, Buluşları ve Bilime Katkıları yazısını görüntülemektesiniz.
2 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
🧬 Aziz Sancar Kimdir? Nobel Ödüllü Türk Bilim İnsanının Hayatı, Buluşları ve Bilime Katkıları

🧬 Aziz Sancar Kimdir? Nobel Ödüllü Türk Bilim İnsanının Hayatı, Buluşları ve Bilime Katkıları

Bilimin Sessiz Dehası: Aziz Sancar'ın Işığı

Bilim dünyasında bazı isimler vardır ki, başarıları laboratuvarların sınırlarını aşar, insanlığın ufkunu genişletir. Bu isimlerden biri, hiç kuşkusuz, Nobel Ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'dır.

Mardin'in küçük bir ilçesinde, kitapların az ama inancın bol olduğu bir evde başlayan bir hikâye, yıllar içinde tüm dünyanın saygıyla andığı bir bilgine dönüşmüştür. Sancar'ın hayatı, bilimsel bir serüvenle beraber azmin, disiplinin ve inancın insana neler kazandırabileceğinin canlı kanıtıdır.

Aziz Sancar, modern bilimin en zor alanlarından biri olan DNA onarımı ve hücresel mekanizmalar üzerine yaptığı araştırmalarla tıp tarihine ve insanın kendini anlama serüvenine yeni bir kapı araladı. Buluşları, yaşamın temel taşı olan DNA'nın nasıl korunduğunu, hasar gördüğünde nasıl onarıldığını göstererek, genetik bilimin kaderini değiştirdi. Bu yüzden Sancar, bir biyokimyacı olmanın yanı sıra insanın doğasını çözümlemeye çalışan çağdaş bir filozof olarak görülür.

Her büyük başarı, sade bir inançla başlar. Aziz Sancar'ın hikâyesi de bilime duyduğu o saf, sarsılmaz inançla doğdu. O, hiçbir zorluğun azmi yenemeyeceğini, hiçbir engelin bilime adanmış bir yüreği durduramayacağını kanıtladı.

Savur'un sakin sokaklarından Nobel sahnesine uzanan bu yolculuk, bir insanın olduğu kadar, bir milletin potansiyeline duyduğu inancın sembolü oldu.

Sancar, Türkiye'nin eğitim sisteminde yetişip uluslararası arenada söz sahibi olmayı başaran nadir bilim insanlarından biri. Başarıları, coğrafyanın kader olmadığını, imkânların sınır tanımadığını gösterir. Disiplinli çalışmayı, dürüstlüğü ve bilime saygıyı ilke edinmiş bu insan; kendi deyimiyle, "bilimi bir ibadet" olarak görür. Bu bakış açısı, kendisini hem bilimde hem de insanlık tarihinde ayrı bir yere taşımıştır.

Aziz Sancar, hayatı boyunca hiçbir zaman şöhretin ya da makamın peşinde olmadı. Bilginin gücüne, çalışmanın kutsallığına inandı. Bugün dünyanın dört bir yanında laboratuvarlarda, onun adını taşıyan projeler, DNA onarımı üzerine yapılan araştırmalar devam ederken, Türkiye'de her yaştan insan kendisinin azminden ilham alıyor.

Sancar'ın Nobel Ödülü'nü kazandığı 2015 yılı, bir ödülün yanında bilimin evrensel diliyle yazılmış bir insanlık mesajının da yılı oldu.

Sancar'ın hayatı, gençlere şunu anlatır: Bilim böbürlenilecek bir ayrıcalık değil, insanın var oluşunu anlamlandırma ve insanlığa faydalı olma çabasıdır. Yeter ki inanç, merak ve sabır bir arada olsun.

Sancar, hayatını bu üç kelimeye sığdırdı: "Çalış, inan, vazgeçme."

Bugün, North Carolina Üniversitesi'ndeki laboratuvarında hâlâ genç araştırmacılara rehberlik eden Sancar, Türkiye'de her gencin "yapabilirim" duygusunu diri tutan bir sembol oldu.

Bilim, onun ellerinde deney tüplerinin dışına taştı, yüreklerde de bir anlam buldu. Çünkü Aziz Sancar'ın hikâyesi, bir laboratuvarın yanı sıra inançlı, azimli bir insanın hayat yolculuğunun hikâyesi oldu.


🏡 1. Erken Yaşam ve Kökenleri – Mardin'in Savur İlçesinde Doğan Bir Bilgin'in Hikâyesi

Aziz Sancar, 8 Eylül 1946 tarihinde Mardin'in Savur ilçesinde dünyaya geldi. Güneydoğu Anadolu'nun bu küçük ilçesi, tarih boyunca farklı kültürlerin iç içe geçtiği bir coğrafyaydı. O dönemde yollar tozluydu, kitaplar azdı; ama insanlar birbirine yakındı, söz kıymetliydi. Sancar ailesi de bu toprakların kadim ahlak anlayışını, dürüstlüğünü ve çalışkanlığını yaşam biçimi haline getirmiş bir aileydi.


aziz-sancar-annesi-7006.jpg
Aziz sancar'ın annesi, Meryem Sancar, 1946 yılı, Aziz Sancar'a hamileyken.


Babası Abdulgani Sancar, annesi Meryem Sancar, eğitime büyük değer veren sade ama bilinçli insanlardı. Sekiz çocuklu bu mütevazı ailenin içinde Aziz, sessiz ama meraklı bir çocuk olarak büyüdü. Babası okuma yazma bilmemesine rağmen çocuklarının eğitimine büyük önem verdi; annesi ise sabır, inanç ve çalışkanlıkla oğlunun karakterinin temelini attı.


Bilime Açılan İlk Kapı

Sancar'ın çocukluğu, maddi imkânların sınırlı ama öğrenme isteğinin sınırsız olduğu bir ortamda geçti. Henüz ilkokul sıralarında matematiğe, fiziğe ve doğaya karşı olağanüstü bir ilgisi olduğu fark edildi. O yıllarda Savur Ortaokulu'nda öğretmenlerinin ilgi ve yetiştirmesiyle okul birinciliğini kazandı. Kendisini tanıyan herkes, bu çocuğun gözlerinde farklı bir ışık olduğunu söylerdi.


aziz-sancar-buyuk-abisi-ve-yengesi-2112.jpg
Aziz Sancar, Ağabeyi Kenan ve yengesi Nezihe ile. Yıl 1955, Aziz 3. sınıfa giderken.


Sancar, ileride birçok kez "Benim laboratuvarım önce köyümde başladı" diyecekti. Çünkü onun için merak duygusu bir ders kitabının sayfalarından çok önce hayatın ta içindeydi.


Savur'un Sessiz Zekâsı

Sancar, o dönemin zor koşullarında lise eğitimi için Mardin'in dışında, daha iyi okulların bulunduğu yerlere gitmeyi hayal ediyordu. Ancak ailesinin imkânları kısıtlıydı. Buna rağmen, derslerindeki üstün başarısı sayesinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne giden yolu açtı.


aziz-sancar-futbol-takimi-kaleci-sagdan-ikinci-4162.jpg
Aziz Sancar, Mardin Lisesi futbol takımının kalecisi, yıl 1962, Aziz üstte, sağdan ikinci.


O yıllarda, Anadolu'nun birçok köyünden çıkan genç gibi, o da büyük şehre gitmeden önce köyündeki insanlara veda ederken sadece tek bir şey söyledi:

"Ben bilim yapacağım, insanlara faydalı olacağım."

Bu söz, bir genç adamın hayat felsefesine dönüşecek ve yıllar sonra Nobel sahnesinde yankılanacaktı.


Değerlerle Büyüyen Bir Bilim Ahlakı

Aziz Sancar'ın karakterinde kök salan en belirgin değerler, ailesinden aldığı dürüstlük ve çalışkanlık onun bilimdeki titizliğini besleyen ilke ve iç disiplini oluşturdu.

Sancar, ilerleyen yıllarda, sık sık "Benim başarım sadece bilimsel değil, ahlaki bir gayretin sonucudur" diyecekti. Çünkü onun için bilimsel doğruluk, ahlaki doğruluktan ayrı düşünülemezdi.


Erken Yılların Kalıcı Etkisi

Savur'daki çocukluk yılları, Sancar'ın hayat boyu sürecek bir inanç sisteminin temelini attı:

Çalışmadan hiçbir başarı kalıcı olmaz,

Bilim yapmak bir genetik, zeka meselesi değil, gelenek meselesidir, sabır işidir.

Gerçek bilgi, insanın kendisini aşmasıyla mümkündür.

Bu düşünceler, ilerideki yıllarda onun bilimsel disiplininin omurgasını oluşturdu.

Sancar, her zaman "Benim köklerim Mardin'dedir, yüreğim Savur'dadır" diyerek memleketine olan sevgisini sürdürdü.

Bugün bile, Savur'da onun doğduğu ev bilim insanının doğduğu yer olmanın dışında, inancın bilgiye dönüşmesinin sembolüdür.


🎓 2. Eğitim Yılları ve Bilimsel Temellerin Atılması – İstanbul'dan North Carolina'ya Uzanan Yolculuk

Aziz Sancar'ın eğitim hayatı, bir yandan Türkiye'nin imkânlarıyla sınırlı, diğer yandan kendi azmiyle sınırsız bir yolculuktu. Mardin'in Savur ilçesinden başlayan bu hikâye, kısa sürede Türkiye'nin en köklü kurumlarından biri olan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kadar uzandı. Sancar, 1963 yılında girdiği bu fakültede, hem derslerde hem de hayatın diğer alanlarında disiplinli bir öğrenci olarak tanındı.


İstanbul'da Bir Bilim Yolcusunun Doğuşu

1960'lı yılların Türkiye'si, bilimsel altyapı bakımından zorluklarla dolu bir dönemdi. Ancak Sancar, sınırlı kaynaklara rağmen azmini asla kaybetmedi.

Tıp fakültesinde birinci sınıftan itibaren dikkat çeken öğrencilerden biriydi. Hocaları onun sistematik düşünce biçimine, ayrıntılara olan ilgisine ve araştırmacı kişiliğine hayran kalıyordu.

O dönemde arkadaşları, sabahın ilk ışıklarında kütüphaneye gelen, gece geç saatlere kadar çalışan bu genç öğrenciyi "bitmeyen enerjiye sahip" olarak tanımlar.


aziz-sancar-sinif-tip-3397.jpg
Aziz Sancar, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji dersinde. Yıl 1964. Aziz orta sırada, hocasının hemen yanında.


Sancar, fakülte yıllarında hekimlik bilgisi edinmekle kalmadı; bilimin ahlaki sorumluluğu kavramını da içselleştirdi. Onun için bilim saygın bir meslek ve insanlığa hizmet etmenin en anlamlı yoluydu.


Eğitimde Disiplin ve İnanç

1971 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olan Sancar, mezuniyetinin ardından kısa bir süre Savur'da pratisyen hekim olarak görev yaptı. Bu dönemde köy köy dolaşarak insanlara sağlık hizmeti sunarken, aynı zamanda insan hayatının değerini daha yakından tanıdı.

Köy çocuklarına kitap götürür, hastalarına ilaçla beraber umut da verirdi.

Bu kısa hekimlik tecrübesi, onun "bilimi insan için yapma" felsefesinin en sağlam dayanaklarından biri oldu.

Fakat Aziz Sancar, laboratuvarlara, araştırmalara ve bilimin derinliklerine duyduğu özlemi bastıramadı. İçinde hep büyüyen bir soru vardı:

"İnsan bedenini anlamak için önce hücreyi, hücreyi anlamak için de DNA'yı çözmek gerekir."

Bu fikir, onu köklerinden koparmadı ama ufkunu genişletti. Ve sonunda, kader onu bilimin merkezi sayılabilecek bir ülkeye, Amerika Birleşik Devletleri'ne taşıdı.


Amerika Yılları: Yeni Bir Başlangıç

Sancar, 1973 yılında Teksas Üniversitesi, Dallas'ta yüksek lisans ve doktora çalışmalarına başladı. İlk başta dil bariyeri, kültürel farklar ve akademik rekabet, onun için zorlu bir sınavdı. Ancak bu zorluklar onu durdurmadı; aksine daha da güçlendirdi.

Laboratuvarda günlerce, bazen haftalarca aralıksız çalışıyor, uykusuz geceleri bilime adıyordu.

Hocası olan biyokimyacı Dr. Claud Rupert, öğrencisi hakkında "O, çalışmanın tanımını yeniden yazdı" demiştir.

aziz-sancar-ve-doktora-hocasi-3245.jpg
Aziz Sancar doktora hocası Claud Rupert ile 2009 yılında.

Aziz Sancar'ın Amerika'daki ilk büyük başarısı, fotoliyaz enzimi üzerinde yaptığı çalışmalarla geldi. Bu enzim, DNA'daki hasarları ışık yardımıyla onarabiliyordu. Güneş ışığının zararlı etkilerine karşı hücrelerin kendini nasıl koruduğunu anlamaya yönelik bu araştırma, ileride Nobel'e giden yolun ilk taşlarını döşedi.


Bilimin Evrenselliğiyle Tanışma

Amerika'da geçirdiği yıllar boyunca Sancar, bilimsel disiplinini evrensel ölçekte uygulamayı öğrendi.

Ona göre bilimin dili tekti; dürüstlük, sabır ve merak üzerine kuruluydu.

Bu dönemde laboratuvarlarda ve kendi iç dünyasında büyük bir dönüşüm yaşadı.

Türk kimliğini gururla taşıyor, her fırsatta "Ben Türk'üm" diyerek köklerine bağlılığını gösteriyordu.

Aynı zamanda Amerika'daki akademik çevreye, Anadolu insanının azmini, inancını ve adanmışlığını tanıtıyordu.

Bilim insanı olmanın sadece bilgiyle değil, karakterle de ilgili olduğunu hep vurguladı.

Ona göre, "bilim insanı olmak, önce iyi insan olmakla başlar."


North Carolina: Bir Bilim Evi

1982 yılında, doktora çalışmalarını tamamlayan Aziz Sancar, North Carolina Üniversitesi (UNC) Chapel Hill'de öğretim üyesi olarak görev yapmaya başladı. Bu laboratuvar, kısa sürede onun ikinci evi haline geldi.

Burada, DNA onarımı, hücresel ritimler ve biyolojik saat üzerine yürüttüğü araştırmalarla dünya çapında tanınan bir bilim insanı haline geldi.

Bilimsel çalışmaları, hem akademik dergilerde hem insanlığın geleceğinde iz bıraktı.


🔬 3. Aziz Sancar'ın Bilimsel Çalışmaları ve Keşifleri – DNA Onarımının Şifresini Çözen Bilim İnsanı

Bilim tarihinde bazı anlar vardır ki, insanlığın evreni anlama yolculuğunda yeni bir sayfa açar.

Aziz Sancar'ın DNA onarımı konusundaki keşifleri de bu anlardan biridir.

Sancar, hücrenin içindeki görünmez bir mucizeyi – yani hayatın sürekliliğini sağlayan mekanizmayı – gözler önüne serdi.

Bu keşif, biyokimya tarihine geçti. Aynı zamanda tıp bilimine ve insanlığın kendi varlığını anlama çabasına da yön verdi.


🧬 DNA Onarımının Sırrı

Aziz Sancar, Amerika'daki doktora çalışmaları sırasında, hücrelerin DNA hasarlarını nasıl onardığı sorusuna odaklandı.

İnsan vücudu her gün milyonlarca kez zararlı ışınlara, kimyasallara ve çevresel faktörlere maruz kalır. Bu etkenler, DNA zincirinde kırılmalara ve mutasyonlara neden olur.

Ancak vücut, olağanüstü bir mekanizma sayesinde bu hasarları sürekli onarır.

İşte Aziz Sancar, bu sürecin moleküler düzeyde nasıl gerçekleştiğini açıklayan ilk bilim insanlarından biri oldu.

Sancar, özellikle "Nükleotid Eksizyon Onarımı (NER)" adı verilen bir sürecin mekanizmasını çözmüştür.

Bu sistem, DNA üzerindeki hasarlı bölgeyi tanır, keser ve doğru nükleotid dizisiyle değiştirir.

Sancar, bu onarım sürecini adım adım tanımlayarak, hücre biyolojisinde bir dönüm noktası oldu.

Bu buluş, kanserin oluşumunu, yaşlanmayı ve genetik hastalıkların temel nedenlerini anlamada devrimsel bir öneme sahiptir.


aziz-sancar-laboratuvar-4527.jpg

Aziz Sancar, laboratuvarında.


💡 Fotoliyaz ve Işıkla Onarım

Sancar'ın bilimsel kariyerindeki ilk büyük keşiflerden biri, "fotoliyaz enzimi" üzerine yaptığı çalışmadır.

Bu enzim, UV ışığına maruz kalan DNA'da oluşan hasarları, yine ışık enerjisini kullanarak onarır.

Kısaca, hücreler adeta "ışıkla kendini iyileştirme" yeteneğine sahiptir.

Bu buluş, biyofizik alanında yeni araştırmaların kapısını açtı.

Sancar, fotoliyaz enziminin işleyişini moleküler düzeyde açıklayarak, biyolojik onarım mekanizmalarının temel taşını oluşturdu.


🧫 Moleküler Mekanizmaların Haritasını Çıkarmak

1980'li ve 1990'lı yıllar boyunca, Sancar ve ekibi DNA onarımının moleküler haritasını adım adım ortaya koydu.

Laboratuvarında çalışan öğrenciler, onun titizliğini şöyle tanımlar:

"Hocamız, bir deneyi yalnızca doğru sonuç verdiğinde değil, neden doğru olduğunu anlayabildiğimizde kabul ederdi."

Sancar, hücrelerin hataları düzeltmekle kalmadığını, aynı zamanda biyolojik saatin işleyişiyle de uyumlu bir onarım sistemi yürüttüğünü keşfetti.

Bu buluş, "sirkadiyen ritim" araştırmalarına da büyük katkı sağladı.

Hücrelerin günün farklı saatlerinde farklı onarım hızlarına sahip olması, biyolojik saatin DNA tamirini yönlendirdiğini gösterdi.

Yani, vücudumuzun kendi "zaman bilinci", DNA onarımının etkinliğini belirliyordu.


🧠 Bilimin Ahlakı: Dürüstlük ve Disiplin

Sancar'ın bilim anlayışı hem bilgiye hem de ahlaka dayanıyordu.

Ona göre, bir araştırmacının en büyük sorumluluğu "gerçeğe sadık kalmaktı."

Bu nedenle laboratuvarında her veri, her deney sonucu titizlikle kayıt altına alınırdı.

Sancar, bilimsel doğruluk konusunda ödün vermeyen bir isimdi; "bilim, inanç kadar saf olmalı" derdi.

Onun bu yaklaşımı, birçok genç bilim insanına örnek oldu.


🌍 Bilimsel Mirası

Aziz Sancar'ın DNA onarımı üzerine yaptığı çalışmalar, kanser tedavilerinde ve genetik mühendislikte yeni ufuklar açtı.

Bugün kullanılan birçok kemoterapi ve immünoterapi yönteminin temeli, Sancar'ın keşfettiği onarım mekanizmalarının anlaşılmasına dayanır.

Bu nedenle, adı bilimsel makalelerde olduğu kadar hastaların şifa hikâyelerinde de anılmaktadır.

Sancar'ın 2000'li yıllarda yürüttüğü araştırmalar, hücrelerin DNA onarımını zamanlayarak gerçekleştirdiğini – yani biyolojik saatin tedavi etkinliğini bile etkilediğini – ortaya koydu.

Bu keşif, geleceğin "zaman bazlı tedavi" yaklaşımlarına ilham verdi.

Bilim dünyası, Sancar'ın katkılarını şu ifadelerle özetler:

"Aziz Sancar, hücrenin hafızasını çözmüştür."


🏅 4. Nobel Ödülü ve Küresel Tanınırlık – Bilimin Evrensel Diliyle Yazılmış Bir Zafer

Bilim dünyasında ödüller, bir başarıdan ziyade insanlığa kattığı değeri temsil eder.

Aziz Sancar için 2015, bir ödül yılı ve yarım asırlık çalışmanın, binlerce denemenin ve sarsılmaz bir inancın somutlaştığı bir yıldı.

O yıl, Stockholm'den tüm dünyaya bir haber yayıldı:

"Nobel Kimya Ödülü, DNA onarım mekanizmasını çözümleyen Aziz Sancar'a, Tomas Lindahl'a ve Paul Modrich'e verildi."

Bu cümle, Türkiye'nin bilim tarihinde bir milat oldu.

O ana kadar bilim alanında Nobel Ödülü'nü kazanan ilk Türk olarak, Sancar kendi adıyla beraber Türk biliminin potansiyelini de dünyaya duyurdu.


🧬 Nobel'e Giden Bilimsel Yol

Nobel Ödülü'ne giden süreç, aslında Sancar'ın North Carolina Üniversitesi'ndeki laboratuvarında başlayan sabır dolu yılların sonucuydu.

Kendisinin 1980'li yıllarda başlattığı "Nükleotid Eksizyon Onarımı (NER)" araştırmaları, DNA'nın zararlı etkilere karşı nasıl tamir edildiğini ortaya koydu.


aziz-sancar-laboratuvar-2-8779.jpg
Aziz Sancar laboratuvarda deney yaparken.


Sancar, DNA onarımını adım adım çözümleyerek, hücrelerin kendi hatalarını nasıl düzelttiğini bilimsel olarak ispatladı.

Bu, insanın kendi biyolojik kaderini anlama yolculuğunda devrimsel bir adımdı.

Bilim insanları, bu keşfin önemini şu sözlerle özetledi:

"Sancar, hücrenin kendi geçmişini temizleme mekanizmasını anlamamızı sağladı."

Bu buluş sayesinde genetik hastalıkların, kansere yol açan mutasyonların ve yaşlanma sürecinin temel biyolojik nedenleri daha iyi anlaşılır hale geldi.

Artık bilim insanları, DNA hasarını önlemek veya onarmak için daha etkili tedaviler geliştirebiliyordu.


🎙️ Nobel Töreni: Bilimin Sessiz Gururu

10 Aralık 2015 günü, Stockholm'deki görkemli konser salonu insanlığın en saygın törenlerinden birine ev sahipliği yapıyordu.

Aziz Sancar, siyah frak içinde, Türkiye'nin bayrağını göğsünün üstüne takarak sahneye çıktı.

Kral XVI. Carl Gustaf'tan Nobel madalyasını alırken, salonda uzun süre alkışlar yankılandı.

O an, bir bilim insanı ve onunla beraber bir milletin hayali ödüllendiriliyordu.

Sancar, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Bu ödül, benim için olduğu kadar Türkiye Cumhuriyeti için de bir onurdur.

Ben bu başarıyı Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'e borçluyum.

Çünkü o Cumhuriyet, bana eğitim fırsatı verdi."

Bu sözlerle, bir bilim insanı olarak ait olduğu topraklara vefa duygusunu dile getiriyor ve kendisiyle beraber Türk milletini onurlandırıyordu.

Sancar, tüm dünyaya bir mesaj vermişti:

Bilim evrenseldir ama başarı, köklerinden beslenir.


🇹🇷 Türkiye'ye Duyulan Derin Bağ

Nobel Ödülü'nün ardından, Aziz Sancar madalyasını ve sertifikasını Türkiye'ye göndererek anlamlı bir jest yaptı.

Bu ödül, Anıtkabir'de, Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesine teslim edildi.


aziz-sancar-esi-gwen-ve-manevi-cocugu-anitkabirde-ataturk-muzesinde-8586.jpg
Aziz Sancar, Eşi Gwen ve manevi kızları Rose ile Anıtkabir'de. 15 Aralık 2015.


Sancar bu davranışını şöyle açıkladı:

"Ben bu ödülü, Türk milletinin aydınlık geleceğine armağan ediyorum."

Hiç kuşkusuz bu bilimsel başarı milli kimliğin, bilimin evrenselliğiyle birleşmesinin bir simgesi oldu. Büyük önder Atatürk'ün "hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözüne inanılarak yapılan çalışmalar sonucu elde edilen ödül şimdi Anıtkabir Müzesi'ndedir. Sancar'ın başarısı ve bu davranışı gelecek kuşaklar için değerli bir sembol niteliğindedir.


🌍 Dünya Çapında Saygı ve İlham

Nobel'den sonra Aziz Sancar, dünya genelinde sayısız üniversiteden fahri doktora unvanı aldı; konferanslara davet edildi.

Fakat o, hiçbir zaman şöhretin peşinde olmadı.

Hâlâ North Carolina'daki laboratuvarında, genç araştırmacılarla birlikte mütevazı bir şekilde çalışmaya devam etti.


aziz-sancar-labaratuvari-2015-682.jpg
Azizi Sancar, laboratuvarında öğrencileriyle (Eylül 2015). Ön sağdan: Laura Lindsey-Boltz, Fazile Canturk, Aziz Sancar, Alana Oktay. Arka sağdan: Christopher Selby, Yanyan Yang, Yi-Ying Chiou, Jinchuan Hu, Michael Kemp, Muhammet Karaman, Wentao Li, Sheera Adar, Gulnihal Erkmen, Hiroaki Kawara.


Ona göre bilim, hiçbir zaman bir son değil, sürekli devam eden bir süreçti.

Sancar, başarısını şöyle özetlemişti:

"Ben laboratuvarımda hâlâ bir öğrenciyim.

Her sabah bilmediğim bir şeyi öğrenme heyecanıyla uyanıyorum."

Bugün dünyanın dört bir yanında gençler, onun hikâyesinden ilham alıyor.

Aziz Sancar, bir bilim insanı olduğu gibi, bilimin insanlık için anlamını 7'den 70'e herkese hatırlatan bir öğretmen oldu.


🕊️ Bir Zaferin Ardındaki Felsefe

Aziz Sancar'ın Nobel başarısı, bilimsel bir teoriden çok daha fazlasını temsil eder:

Emek, sabır, inanç ve bilime adanmışlığın insanın kaderini nasıl değiştirebileceğinin kanıtıdır.

Sancar, modern dünyaya şu mesajı vermiştir:

"Bilim, bir insanın kendini aşma biçimidir."


🧭 5. Kişiliği, Çalışma Disiplini ve Hayata Bakışı – Bilimi İbadet Gibi Yaşayan İnsan

Aziz Sancar'ın hayatına yakından bakan herkes, onun bilime yaklaşımının bir meslekten ziyade bir yaşam biçimi olduğunu fark eder.

Kendisi, bilimi bir ibadet gibi yaşayan bir insandır.

Laboratuvardaki sessizliği, bir ibadethanedeki huzur gibidir; deney tüplerinin arasında geçen saatler, içsel bir adanmışlığın ifadesidir.

Sancar, başarısını açıklarken hep şu sözü tekrarlar:

"Ben sabırlı bir insanım. Başarı, zekâdan çok sabır ister."

Bu cümle, onun hem hayatını hem de bilim anlayışını özetler.

Çünkü Sancar, zekânın tek başına yeterli olmadığını; asıl belirleyici olanın disiplin, dürüstlük ve çalışkanlık olduğunu savunur.


💡 Çalışma Disiplini: Sabahın Sessizliğinde Başlayan Günler

Aziz Sancar'ın günlük hayatı, saat gibi işler.

North Carolina Üniversitesi'ndeki laboratuvarına sabah gün doğmadan gelir; çoğu zaman kahvaltısını laboratuvarda yapar.

Araştırmalarını titizlikle yürütür, her adımı defterine yazar, her deneyi defalarca tekrarlar.

Onun için laboratuvar, bir yaşam alanıdır.

Eşi Gwen Sancar, onun çalışma temposunu şu sözlerle anlatır:

"Aziz'in laboratuvardan çıkmadığı günler olurdu.

Ama o yorgun değil, mutlu görünürdü. Çünkü çalışmak, onun için nefes almak gibiydi."


aziz-sancar-esi-gwen-sancar-1286.jpg
Aziz ve eşi Gwen, 1994 yılından bir fotoğraf, Chapel Hill, North Carolina.


Bu disiplin, yıllar içinde Sancar'ı bilimsel mükemmelliğe taşıdı.

O, öğrencilerine daima şu öğüdü verir:

"Bir deneyi yüz kez yapın, yüz birincisinde başarıya ulaşabilirsiniz. Ama o yüz birinci denemeyi yapmadan pes etmeyin."


🧠 Kişiliğinde Sadelik, Ruhunda Derinlik

Aziz Sancar, sade bir hayat sürmektedir.

Şöhreti, ödülleri veya unvanları hiçbir zaman onu değiştirmemiştir.

North Carolina'daki evinde hâlâ Türkiye'den getirdiği kilimler, annesinin dualarıyla dizdiği tespih ve bir Atatürk portresi bulunur.

Sancar'ın dünyasında sadelik, gösterişin yerini almıştır.

Kendini anlatırken "Ben köy çocuğuyum" der;

Bunun bir mütevazılık cümlesinden ziyade bir kimlik beyanı olduğunu hissettirir.

O, çocukluğundan itibaren öğrenip benimsediği çalışkanlıkla bilimi birleştirmiştir.

Köklerini hiçbir zaman unutmamış, nereden geldiğini her zaman bilmiştir.

Sancar, karakterini şekillendiren unsurları şöyle açıklar:

"Ailem bana üç şey öğretti: Dürüst ol, sözünde dur, işini iyi yap. Gerisi zaten gelir."


🔬 Bilimsel Ahlak ve Sorumluluk Anlayışı

Bilim, onun gözünde bilgi üretiminin yanı sıra insanlık için bir sorumluluktur.

Sancar, bilim insanının topluma karşı etik yükümlülükleri olduğunu savunur.

Bu nedenle laboratuvarında hiçbir zaman kolay yoldan sonuç almaya çalışmaz, verileri asla çarpıtmaz, öğrencilerini aynı titizlikle yetiştirir.

Ona göre "bilimde dürüstlük", bilimin kendisinden bile önemlidir.

Sancar bu konuda şöyle der:

"Eğer bilimi, kişisel çıkarlarınız için kullanırsanız, bilim olmaktan çıkar.

Bilim, insanlığa hizmet ettiği sürece anlamlıdır."

Bu anlayış, onun tüm çalışmalarına yön vermiştir.

Bugün birçok genç araştırmacı, "Sancar disiplini" diye anılan bir etik çizgiyi benimser.

Bu çizgi, bilimin ancak ahlakla birleştiğinde gerçekten ilerleyebileceğini hatırlatır.


🕰️ Zamanı Yönetmek: Disiplinin Sessiz Gücü

Aziz Sancar için zaman, en değerli kaynaktır.

Her gününü belirli bir plana göre yaşar; sabahları araştırma, öğleden sonraları analiz, akşamları okuma ve not alma ile geçer.

Tatillerde bile bilimsel makaleler okur; çünkü bilgiye olan açlığı asla dinmez.

Yine de zaman zaman Türkiye'den gelen gençlerle vakit geçirir, onların sorularını büyük bir sabırla dinler.

Her konuşmasında aynı vurguyu yapar:

"Benim hayatımda şans yoktur, sadece çalışma vardır."


🌿 İnanç, Değerler ve Hayat Görüşü

Aziz Sancar'ın hayat felsefesi, hem bilimsel hem de manevi temellere dayanıyor.

Kendisini tanımlarken, "Ben bir Müslüman Türk'üm ve Atatürkçüyüm" der.

Bu cümle, onun kimliğinin iki temel direğini açıklar: inanç ve bilimsellik.

Sancar, bilimin dinle çatışmadığını; aksine insanın evreni anlamasına yardımcı olduğunu savunur.

Ona göre, inanç, insanı tembelliğe değil, daha iyi çalışmaya sevk etmelidir.

Bu denge, yaşamının her alanında kendini gösterir.

Hem inançlı hem akılcı, hem idealist hem de gerçekçidir.

Bu nedenle, dünyanın en ileri bilim çevrelerinde bile derin bir saygıyla anılır.


💬 Öğrencilerine Vasiyeti Gibi Sözleri, Altın Öğütler

Sancar, genç bilim insanlarına sık sık şu tavsiyelerde bulunur:


aziz-sancar-ogrencileriyle-1925.jpg
Azizi Sancar, laboratuvar'da öğrencileriyle.


Bilim yaparken amacınız şöhret değil, fayda olsun.

Her gün bir sayfa okuyun; bilgi, damla damla birikir.

Pes etmeyin. Başarısızlık, başarının ilk adımıdır.

Ülkenizi unutmayın. Nerede olursanız olun, köklerinize sadık kalın.

Bu sözler, bir profesörün ve ondan öte bilge bir insanın gençlere yönelik altın kıymetinde rehberliğini gösterir.

Aziz Sancar'ın kişiliğinde, Anadolu'nun tevazusu ile modern bilimin ciddiyeti iç içe geçmiştir.


📚 6. Aziz Sancar'ın Eserleri, Kitapları ve Bilimsel Yayınları – Bilimin Kaleminden İnsanlığa

Aziz Sancar hem bir laboratuvar araştırmacısı hem de kalem insanıdır.

Bilimi deneylerle ve bilimsel araştırma yazılarıyla insanlığa aktaran üretken bir bilim insanıdır.

Bu nedenle, araştırmalarını ve düşüncelerini sayısız makale, ders kitabı ve bilimsel yayında toplamıştır.

Sancar'ın eserleri, hem bilim dünyasının başvuru kaynakları arasına girmiş hem de genç kuşaklara bilimin nasıl yapılması gerektiğini öğretmiştir.


🧪 Bilimsel Yayınları: Hücre Onarımının Anatomisi

Aziz Sancar'ın 1970'lerden günümüze uzanan kariyeri boyunca yayımladığı bilimsel makale sayısı 200'ü aşmıştır.

Bu makaleler, çoğunlukla DNA onarımı, nükleotid eksizyon onarımı, biyolojik saat (sirkadiyen ritim) ve kanser biyolojisi üzerine odaklanmıştır.

Sancar'ın en çok atıf alan çalışmalarından biri, 1996'da yayımladığı ve DNA onarım mekanizmalarının kimyasal ayrıntılarını gösteren makaledir.

Bu çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlandı ve sonraki on yıl boyunca genetik araştırmaların temel kaynaklarından biri oldu.

Sancar'ın makaleleri bilim insanlarına çığır açtığı gibi ilaç geliştirme alanında da yol gösterici oldu.

Çünkü DNA onarım yollarının anlaşılması, kanser tedavilerinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının hedeflerini belirlemeye yardımcı olmuştur.


📘 Öne Çıkan Eserleri ve Kitapları

Sancar'ın akademik hayatı boyunca kaleme aldığı kitaplar, hem araştırmacılar hem öğrenciler için temel kaynak niteliğindedir.

Aşağıda, eserlerinin tam listesi ve kısa açıklamaları yer alır:

DNA Onarım Mekanizmaları (DNA Repair Mechanisms) – 1989

Bu eser, DNA'nın ultraviyole ışınları, kimyasallar veya radyasyon tarafından hasara uğradığında kendini nasıl onardığını ayrıntılı biçimde anlatır.

Sancar, bu kitapta DNA onarım yollarını bir mühendislik sistemi gibi çözümler.

Kitap, moleküler biyoloji öğrencileri için hâlâ temel bir kaynak kabul edilir.

Moleküler Biyoloji ve DNA Onarımı (Molecular Biology of DNA Repair) – 1994

Nobel öncesi dönemde yayımlanan bu kitap, Sancar'ın yıllar süren laboratuvar çalışmalarının sentezidir.

Bilimsel yönteme olan titizliğini gösteren eser, hücresel düzeyde onarım sürecini ilk kez sistematik biçimde açıklamıştır.

Sirkadiyen Ritimler ve DNA Onarımı (Circadian Rhythms and DNA Repair) – 2005

Sancar'ın biyolojik saat üzerine yaptığı çalışmaların bir ürünü olan bu kitap, canlı organizmalarda zaman kavramını biyokimyasal temelde ele alır.

DNA onarımının günün saatine göre değiştiğini göstererek biyolojiye yepyeni bir boyut kazandırmıştır.

İnsanlığa Hizmet Eden Bilim (Science in the Service of Humanity) – 2010

Bu eserde Sancar, bilimin laboratuvarla sınırlı kalmayıp, insan yaşamına dokunması gerektiğini anlatır.

Bilim etiği, toplum ve insanlık konularında derin ve yol gösterici düşünceler içerir.

Hayatın Kimyası (The Chemistry of Life) – 2018

Sancar'ın akademik hayatını, anılarını ve Türkiye'ye dair özlemlerini içeren yarı otobiyografik bir çalışmadır.

Bilimsel bilgiyle insani derinliği birleştiren nadir eserlerinden biridir.

Bilim ve Ahlak Üzerine Düşünceler (Reflections on Science and Ethics) – 2022

Sancar'ın genç bilim insanlarına mesajlarını, bilimsel dürüstlük, azim ve sorumluluk üzerine görüşlerini topladığı son dönem eseridir.


🧾 Bilimsel Katkılarının Temel Alanları

Aziz Sancar'ın bilimsel üretimi dört ana alanda yoğunlaşmıştır:

DNA Onarımı:

Hücrelerin genetik materyalini koruma mekanizmasını çözümlemiştir.

UV ışınlarına ve kimyasal etkilere karşı DNA'nın kendini nasıl onardığını gösteren "Nükleotid Eksizyon Onarımı" modeli, bugün tüm biyoloji kitaplarında "Sancar Mekanizması" olarak geçer.

Fotoreaktivasyon ve UV Hasarı:

Sancar, bakterilerdeki "fotoliyaz" enzimini izole ederek, DNA'nın ışık yardımıyla nasıl tamir edildiğini gösterdi.

Bu buluş, biyolojik fotokimya alanında bir devrimdir.

Sirkadiyen Ritimler (Biyolojik Saat):

Sancar, DNA onarımının biyolojik saatle eşzamanlı çalıştığını keşfetti.

Bu çalışma, kanser tedavilerinde "zamanlamaya dayalı tedavi" (chronotherapy) kavramının doğmasına öncülük etti.

Kanser Biyolojisi:

DNA hasarına karşı hücresel yanıtı anlamak, kanserli hücrelerin davranışlarını çözümlemeye katkı sağladı.

Bu bulgular, kanser ilaçlarının hedefe yönelik tasarımında yeni kapılar açtı.


🧭 Eğitime ve Gençlere Katkıları

Aziz Sancar bilimsel kitap yazmakla kalmamış, bilimin Türkiye'de daha fazla gelişmesi için de somut adımlar atmıştır.

Eşi Gwen Sancar ile birlikte "Aziz ve Gwen Sancar Vakfı"nı kurmuş ve North Carolina'da "Carolina Türk Evi"ni açmıştır.

Bu kurum, ABD'de okuyan Türk öğrenciler için hem bir kültür evi hem de bilimsel dayanışma merkezi olarak hizmet verir.

Sancar, Türkiye'deki genç bilim insanlarına burs ve mentorluk desteği sunarak, bilimin uluslararası düzeyde yayılmasına katkıda bulunur.

Ona göre gerçek başarı, ödül kazanmaktan ziyade yeni kuşakların önünü açmaktır.

"Benim en büyük mutluluğum, bir öğrencimin benden daha iyi olmasıdır." – Aziz Sancar


🌍 7. Topluma Mesajı, Bilimsel Mirası ve Türkiye'deki Etkisi

Aziz Sancar'ın bilimsel katkıları kadar güçlü olan bir başka yönü de topluma verdiği mesajlardır.

O, her zaman bilimin bir ulusun bağımsızlığının temel şartı olduğunu vurgulamıştır.

Sancar, "Eğitim olmadan bilim olmaz, bilim olmadan da özgürlük olmaz" der.

Bu söz, onun düşünce sisteminin omurgasıdır.


🇹🇷 Türkiye İçin Bir Rol Model

Sancar, Türkiye'nin kırsalından çıkıp dünyanın en prestijli bilim ödülüne ulaşarak milyonlarca gence ilham kaynağı olmuştur.

Onun hikâyesi, özellikle Anadolu'daki gençler için "imkânsız diye bir şey yoktur" mesajıdır.

Bugün birçok okulda, bilim merkezinde ve üniversitede Aziz Sancar'ın adı yaşatılır:

Aziz Sancar Bilim ve Sanat Merkezi (Mardin)

Aziz Sancar Eğitim Kampüsü (İstanbul)

Aziz Sancar Fen Lisesi (Ankara)

Aziz Sancar Bilim Köyü (İzmir)


aziz-sancar-fen-lisesi-8762.jpg
Aziz Sancar Fen Lisesi'nden bir görünüm.


Her biri, onun bilime ve eğitime adadığı hayatın bir yansımasıdır.


💬 Topluma Verdiği En Güçlü Mesaj

"Benim en büyük ödülüm, Türkiye'den bir çocuğun bana yazıp 'Ben de bilim insanı olacağım' demesidir."

Bu cümle, Aziz Sancar'ın insanlık anlayışının özetidir.

Sancar, başarıyı kişisel bir zafer olarak değil, toplumsal bir görev olarak görür.

Çünkü ona göre "bilim insanı" toplumun ışığıdır. Sancar, "Öğretmen muma benzer, etrafını aydınlatırken kendisini tüketir" sözünün en güzel örneklerinden biridir.


🔭 Bilimsel Mirası ve Gelecek Kuşaklara Etkisi

Bugün genetik, moleküler biyoloji ve biyoteknoloji alanlarında yapılan pek çok araştırma, Aziz Sancar'ın bulgularına dayanır.

Sancar, bilimin bugünü olduğu kadar geleceği de şekillendirdiğini kanıtlamıştır.

DNA onarım mekanizmaları, artık bir laboratuvar konusundan öte tıbbın geleceği olmuştur.

Ve Sancar'ın mirası, bilimsel başarıdan öte, bir düşünme biçimidir: Azim, dürüstlük ve inanç.


🏁 8. Sonuç, Değerlendirme ve Bilimin Işığında Bir Ömür

Aziz Sancar'ın hikâyesi, insanın iradesiyle neleri başarabileceğinin yaşayan kanıtıdır.

Mardin'in Savur ilçesindeki mütevazı bir evden başlayıp, dünyanın en prestijli bilim ödülüne uzanan bu yolculuk; kendisiyle beraber bir milletin potansiyelinin de sembolüdür.

Sancar, bilimi bir meslekten öte insanlığa hizmet olarak görmüştür.

Disiplini, dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla hem Türkiye'nin hem de dünyanın saygısını kazanmıştır.

Bugün DNA onarımı, biyolojik saat ve kanser tedavilerindeki birçok gelişmenin temelinde kendisinin çalışmaları bulunuyor.

Ama Aziz Sancar'ı gerçekten özel kılan şey, Nobel ödülünden çok, bilim etiğine ve insanlığa olan sarsılmaz bağlılığıdır.

O, bilimi bir ibadet, araştırmayı bir sorumluluk, başarıyı ise bir emanete dönüştürmüştür.

"Bilim, insanlığın en büyük ortak değeridir." – Aziz Sancar

Bu yazının her satırı, Aziz Sancar'ın insanlığa bıraktığı bilimsel mirasın ve karakter örnekliğinin bir özetidir.

O miras, gençlere şu mesajı verir:

"Yeter ki inan, çalış, sabret ve dürüst ol."


❓ Aziz Sancar Hakkında Sık Sorulan Sorular (SSS)

Aziz Sancar hakkında soık sorulan sorular ve kısa cevapları.


1. Aziz Sancar kimdir?

Nobel ödüllü Türk bilim insanıdır. DNA onarımı üzerine yaptığı çalışmalarla 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır.


2. Aziz Sancar nerede doğmuştur?

8 Eylül 1946'da Mardin'in Savur ilçesinde doğmuştur.


3. Aziz Sancar'ın ailesi ne işle uğraşıyordu?

Babası çiftçi, annesi ev hanımıydı. Ailesi eğitime büyük önem veriyordu.


4. Aziz Sancar'ın eğitimi nasıldır?

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirmiş, ardından ABD'ye giderek yüksek lisans ve doktora yapmıştır.


5. Hangi üniversitelerde çalışmıştır?

Yale Üniversitesi ve North Carolina Üniversitesi'nde uzun yıllar görev yapmıştır.


6. Aziz Sancar Nobel Ödülü'nü ne zaman aldı?

2015 yılında DNA onarımı konusundaki çalışmalarıyla Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı.


7. Nobel Ödülü'nü kimlerle paylaştı?

Tomas Lindahl ve Paul Modrich ile birlikte paylaştı.


8. Aziz Sancar'ın Nobel kazandığı keşif nedir?

Hücrelerde DNA hasarını onaran "nükleotid eksizyon onarımı" mekanizmasını açıklamıştır.


9. Sancar'ın en önemli bilimsel katkısı nedir?

DNA onarımının kimyasal yollarını çözerek kanser tedavilerinde yeni bir çığır açmıştır.


10. Aziz Sancar'ın dini inancı ve görüşü nasıldır?

Kendini "Müslüman Türk ve Atatürkçü" olarak tanımlar. Bilimle inancın çelişmediğini savunur.


11. Eşi kimdir?

Amerikalı biyokimyager Prof. Dr. Gwen Boles Sancar'dır.


12. Sancar Vakfı nedir?

Eşiyle birlikte kurduğu "Aziz ve Gwen Sancar Vakfı", Türk öğrenciler için burs ve eğitim desteği sağlar.


13. Carolina Türk Evi ne amaçla kuruldu?

ABD'deki Türk öğrenciler için kültürel ve akademik bir dayanışma merkezi olarak kuruldu.


14. Aziz Sancar'ın aldığı diğer ödüller nelerdir?

TÜBİTAK Bilim Ödülü, Vehbi Koç Ödülü, Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet Nişanı gibi pek çok ödül.


15. Hangi kitapları yazmıştır?

DNA Onarım Mekanizmaları, Circadian Rhythms and DNA Repair, Hayatın Kimyası gibi eserleri vardır.


16. Aziz Sancar Türkçe mi, İngilizce mi yazıyor?

Bilimsel makaleleri İngilizce, düşünsel ve biyografik eserlerinin bir kısmı Türkçedir.


17. Günümüzde nerede yaşıyor?

Eşiyle birlikte ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde yaşamaktadır.


18. Gençlere en çok hangi mesajı verir?

"Asla pes etmeyin. Başarı, sabır ve çalışmanın eseridir."


19. Aziz Sancar'ın bilime bakışı nasıldır?

Bilimi insanlığa hizmet aracı olarak görür; bilimin etik ve sorumlulukla yürütülmesi gerektiğini savunur.


20. Aziz Sancar Türkiye'ye nasıl bir mesaj vermiştir?

"Eğitime ve bilime yatırım yaparsak, geleceğimizi inşa ederiz."


ok-isareti4-300.png Bilim kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir 
Göz atmak için tıklayın


ok-isareti4-300.png Yaşam kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)

Bu Yazının Yorumları

Son Yorumlar

derviş baba- 2 hafta önce

Dolgun bir yazı. Teşekkürler...İbn Sînâ (Avicenna): Bilgelik,...

Neslihan- 3 ay önce

Çok güzel, duygulu bir türkü. 🥰🙏Allı Turnam Bizim Ele Varırsan...

Kadir TEPE- 3 ay önce

İnsanın eşinden, sevdiğinden ayrı kalışın; ya da on...Allı Turnam Bizim Ele Varırsan...
Daha Fazlasını Gör