Okuryazar / Dergi / 🎶 Bağlamayla Dünya Turu: Serdal Mansuroğlu ile Evrensel Bir Müzik Yolculuğu yazısını görüntülemektesiniz.
2 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
🎶 Bağlamayla Dünya Turu: Serdal Mansuroğlu ile Evrensel Bir Müzik Yolculuğu

🎶 Bağlamayla Dünya Turu: Serdal Mansuroğlu ile Evrensel Bir Müzik Yolculuğu

1979 Tokat doğumlu müzisyen, besteci ve aranjör Serdal Mansuroğlu, bağlama ile çıktığı yolculukta bu kadim sazı dünya halklarının melodileriyle buluşturuyor. 10 yılı aşkın araştırma ve kayıt sürecinin ürünü olan yeni albümü "Bağlamayla Dünya Turu", Anadolu Müzik Yapım etiketiyle 1 Eylül 2025'te tüm dijital platformlarda müzikseverlerle buluştu.

12 eserden oluşan enstrümantal albüm, sadece Anadolu'nun değil, Balkanlardan Uzak Doğu'ya, Latin Amerika'dan Avrupa'ya kadar pek çok kültürün müziğini bağlamanın tınısıyla yeniden yorumluyor. Mansuroğlu, yeni albümü vesilesiyle Okuryazar'a müzik anlayışını, bağlamaya dair vizyonunu ve sanata bakışını anlattı.


🎤 "Neden bağlama?"


– Bağlama sizin müzik yolculuğunuzda neden bu kadar merkezi bir yerde?

Bağlamayı seçmemin nedeni hem sahne enstrümanım olması hem de halk müziğimizin ana sazı olması. Çello, keman ya da gitar gibi başka enstrümanları da çalıyorum ama bağlamanın yeri bambaşka. Onu dünya müzik arenasında nasıl tanıtabiliriz, nasıl daha dinlenir hale getirebiliriz, bu sorunun peşindeyim.

Bugün keman, piyano ya da gitar evrensel ölçekte çok güçlü bir konumda. Oysa bağlama, senfonik düzeye kadar zorlanmış olmasına rağmen hâlâ çoğunlukla yerel bir çerçevede kalıyor. Avrupa'da konserler verdiğimde gördüm ki, bağlama tek başına müzikal tatmin sağlayabiliyor ama orkestra içinde ana enstrüman olarak hâlâ bilinmiyor. Bu eksiklik beni kamçıladı. Kültürel mirasımızın özgüvenini yansıtmak ve bağlamayı evrensel ölçekte görünür kılmak istiyorum.


serdal-mansuroglu-baglama-ile-dunya-turu-2-6233.png


🎤 "Telif hakları müziğimizin kanayan yarası"


– Dünya müzikleriyle ilgilenirken telif meselesi de dikkatinizi çekmiş olmalı. Neler gözlemlediniz?

Ne yazık ki bizim eserlerimizin izinsiz ve atıfsız kullanıldığını sıkça görüyoruz. Mesela Spartaküs filminde final sahnesinde "Eledim Eledim" türküsü var. Yunanistan'da radyoda çalarken bir pop şarkısının içine "Ankara Misket" yerleştirilmişti. Dünyaca ünlü bir İngiliz pop yıldızı ise bizim sanatçımızın melodisini alıp yeni sözlerle, hiçbir kaynak göstermeden yayımladı.

Bir eser anonimse bile bunun belirtilmesi gerekir. "Benim eserim" denilerek sunulmaması lazım. Başkalarının melodilerini izinsiz kullanmak hem etik bir sorun, hem de o sanatçının kendi özgün üretimini gölgeler. Türkiye'de 70'li yıllardan itibaren başlayan "apararak yeniden düzenleme" alışkanlığı bugün hâlâ telif sistemimizin ne kadar yetersiz olduğunu gösteriyor. Bu yüzden işin mutfağında olan biri olarak bu yaraya parmak basmadan edemiyorum.


🎤 "Bağlamayla Dünya Turu: 10 yıllık bir araştırma"


– Albümünüzün hazırlık süreci nasıl geçti?

Aslında bu albüm, 10 yıllık bir araştırma ve 5 yıllık kayıt-aranje sürecinin ürünü. Dünya halk müziği eserlerini teknik ve folklorik yapılarıyla ele almak istedim. Her bir eserin hikâyesini araştırdım, anonim yapısına sadık kalmaya özen gösterdim. Amacım, halkların öz müziklerini bağlama aracılığıyla ifade etmekti.

Bu süreçte bir enstrüman icrasının yanı sıra bir kültürel sorumluluk da üstlendim. Çünkü halk müziği sadece melodi değildir; içinde bir tarih, bir toplumsal hafıza ve bir kimlik taşır.


serdal-mansuroglu-baglama-ile-dunya-turu-4-5997.jpg


🎤 "Eser seçiminde melodi değil, hikâye belirleyici oldu"


– Albümde yer alan eserleri seçerken hangi kriterlere dikkat ettiniz?

Melodiden çok, eserin taşıdığı anlam önemliydi. Halkların öz müziklerine yöneldim; politik veya dini referanslı eserler yerine folklorik bağlılığı güçlü olanları seçtim. Çünkü bir halk şarkısını evrensel yapan şey, onun sahiplenilmiş olmasıdır.

Eser eser baktığımızda görüyoruz ki, seçkilerde hep bir direniş, bir varoluş çabası var. Mesela Latin Amerika'dan "La Perica", İspanyol istilasına karşı yerli halkların direnişini anlatıyor. Japonya'dan "Sakura", Samuray onuru ve etiğini taşıyor. Yeni Zelanda denizcilerinin söylediği "Wellerman", dayanışmayı sembolize ediyor. Benim için bağlamayla bunları çalmak, Anadolu'nun hikâyelerini dünyaya taşımak kadar kıymetli.


🎤 "Bağlamayla kültürler arasında köprü kurmak"


– Anadolu ile dünya müzikleri arasında nasıl bir bağ kurdunuz?

Anadolu'da bir türkünün içine yeni bir sözcüğün girmesi bile bazen yüz yıl sürer. Bu, halkın kolektif onayından geçme sürecidir. Benim seçimlerimde de esas olan buydu: halkların kabullenmişliği.

Mesela albümde yer alan "Halay" bunun en güzel örneği. Çünkü sadece Türkiye'nin değil, bölgedeki birçok halkın tarihsel ortak paydasında yer alan bir form. Böylece bağlama sadece bizim müziğimizi taşımıyor; aynı zamanda bir kültürel köprüye dönüşüyor.


🎤 "Teknik sadakat ve yenilik arayışı"


– Kayıtlarda eserlerin özgün yapısını ne ölçüde korudunuz?

Tüm teknik süreçlere dahil oldum. Eserlerin evrensel ritimlerini ve metronomlarını korurken, bağlamanın doğal icrasına sadık kaldım. Arabesk veya biçim bozucu yaklaşımlardan özellikle uzak durdum.

Tabii ki bazı parçalarda küçük yenilikler oldu. Mesela "Azize" eserinde elektro bağlama kullandım çünkü eserin doğası bunu gerektiriyordu. Ayrıca bağlama ailesinin farklı üyeleri – divan sazı, cura, çöğür, şelpe – armoniyi desteklemek için yer aldı. Özellikle "Katyusha" eserinde armonik düzen çok net duyulacaktır.


🎤 "Her eserin arkasında bir hikâye var"


– Albümdeki eserlerden biraz söz eder misiniz?

Elbette. Her biri ayrı bir yolculuk:

• "Memleketim" olarak bilinen İdîş halk şarkısı, aslında göçün ve özlemin melodisi.

• "Ederlezi", Balkanlarda baharı ve Hıdırellez coşkusunu taşıyor.

• "Azize", yıllarca düğünlerimizin vazgeçilmezi oldu.

• "Tarantella Napoletana", hem The Godfather filminin düğün sahnesinde hem de 1990 Dünya Kupası'nda hafızalara kazındı.

• "Wellerman", Yeni Zelanda denizcilerinin şarkısı.

• "Sakura", Japon samuray geleneğinin onurunu temsil ediyor.

• "Ayışığım", Fransız halk geleneğinde kaydedilmiş en eski melodilerden biri.

• Ve tabii İstanbul'un rembetiko geleneğini yaşatan sirtekiler

Bu eserler, bağlamanın evrensel dilini kanıtlayan en güzel örnekler.


🎤 "Dinleyicilere mesajınız nedir?"


– Albüm çıktığından beri geri dönüşler nasıl? Dinleyicilere son olarak ne söylemek istersiniz?

Bağlamanın sonsuz yolculuğu, evrensel bir hayatın içinde ilerliyor. Eğer bu çalışma, ülkemizin tanıtımına bir nebze katkıda bulunursa, dünya halklarını ortak bir duyguda buluşturursa ve dinleyicilere sosyal medya aracılığıyla ulaşabilirse, bu benim için büyük mutluluk kaynağı olacak. Çünkü müzik, sevgiyi, özlemi, acıyı ve direnişi aynı anda taşıyan evrensel bir dil.


serdal-mansuroglu-baglama-ile-dunya-turu-3-8199.jpg


🎶 Serdal Mansuroğlu Kimdir?

1979 yılında Tokat'ın Zile ilçesinde doğan Serdal Mansuroğlu, müzikle çok küçük yaşlarda tanıştı. İstanbul'da aldığı ilk öğreniminin ardından Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde eğitim gördü. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri alanında mezun olduktan sonra bir süre yöneticilik yaptı.

Aileden gelen müzikal yatkınlık sayesinde enstrümanları kendi kendine öğrenmeye başladı. 1994'ten itibaren Türk Halk Müziği ve temel müzik bilgisi üzerine Müzikbilimci-Etnomüzikolog Vural Yıldırım ile çalıştı. Üniversite yıllarında kurduğu Grup Çığlık (1997–2002) ile sahneye çıktı.

Müzik eğitimini Hollanda'nın Twente kentinde Orientaals Dance Musik Centrum in Nederlands'da Ortadoğu müzikleri üzerine sürdürdü. Tonmeister Tuğrul Karataş ile müzik teknolojisi ve stüdyo bilgisini, İspanyol flamenko gitaristi Hans Markt ile klasik gitar çalışmalarını geliştirdi. Ayrıca modern dans grubu Tribalways ile koreografik sahne sanatları deneyimi kazandı.

2009'dan itibaren yurtdışı festivallerine katılan Mansuroğlu, Hollanda ve Almanya'da çokkültürlülük etkinliklerinde bağlamayı tanıttı. Eserleri Avrupa'nın farklı şehirlerinde sahnelenmeye devam ediyor. MESAM üyesi olan sanatçı, aynı zamanda besteci, söz yazarı, aranjör ve eğitimcidir.

Bugün İstanbul merkezli olarak kurduğu İstanbul Poyraz Records stüdyosunda müzik yönetmenliği yapmakta, aynı zamanda MEB'e bağlı kurumlarda müzik öğretmenliği görevini sürdürmektedir. Konserlerinde genellikle İstanbul Poyraz Sanat Orkestrası (İPSO) eşlik etmektedir.


🎶 Serdal Mansuroğlu Diskografi

2025 – Bağlamayla Dünya Turu (Dünya müzikleri projesi, enstrümantal, 12 eser – Anadolu Müzik Yapım)

2024 – Çocuk Şarkıları: Geceye Parlak Melodiler (2 eser, söz ve aranje: S. Mansuroğlu)

2021 – Anadolu Taşlamaları – Yiğitlemeler (derleme, devam ediyor)

2021 – Anılar ve Hatıralar (15 eserlik Türk Sanat Müziği albümü – aranje: S. Mansuroğlu)

2021 – Ben de Enstrüman Çalabilirim (teori kitabı, yayımcıda)

2020 – Kimseler Kıyamaz (tekli ninni)

2019 – Şah Hatayi Nefesleri (karma sanatçılar albümü)

2017 – Yol ve Kıyı İlk Şiirler (kitap)

2016 – Yol ve Kıyı Şarkıları (ilk solo albüm – Poyraz Records & Anadolu Müzik Yapım)

2014 – Yoldaş Türküler (karma sanatçılar)

2012 – Kervan (Anadolu Müzik Yapım)

2011 – Orientaals Centrum III: Çığlıkça (festival kayıtları, Hollanda/Almanya/Fransa)

2010 – Orientaals Centrum II: Çığlıkça (festival kayıtları)

2009 – Temel Müzik Metodu (eğitim kitabı, İSMEK)

2002 – Sosyal Devlet ve Gelir Dağılımı (lisans bitirme tezi)


ok-isareti4-300.png Yaşam kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)

Bu Yazının Yorumları

Son Yorumlar

Neslihan- 2 ay önce

Çok güzel, duygulu bir türkü. 🥰🙏Allı Turnam Bizim Ele Varırsan...

Kadir TEPE- 2 ay önce

İnsanın eşinden, sevdiğinden ayrı kalışın; ya da on...Allı Turnam Bizim Ele Varırsan...

Neslihan- 3 ay önce

Tüm çocuklar ve büyükler okumalı:-)Momo (Michael Ende): Kitap Özet...
Daha Fazlasını Gör