Okuryazar / Yazılar / Türkiye Neden Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya Kabul Edilmesine Karşı? yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Esmanur Kadak
  • Kategori: Siyaset, Haber
  • Bu yazı Okuryazar’a 1 yıl önce eklendi ve şu anda 2 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 411
6 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Türkiye Neden Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya Kabul Edilmesine Karşı?

Türkiye Neden Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya Kabul Edilmesine Karşı?

Finlandiya ve İsveç Soğuk Savaş sonrası tarafsız kalmayı tercih eden iki ülkeydi. Bu tarafsızlıklarını ne değiştirdi de bu iki ülke NATO’ya dahil olmak istiyor? Hadi birlikte tartışalım. Bu iki ülkenin tarafsızlıklarını değiştiren en büyük etken elbette ki Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasıdır. Vladimir Putin ülke sınırlarını genişletmekte ve bu politikanın ana sebebi ise sınırlarını tehdit eden bir NATO birliği istememesidir. Buradan yola çıkarak Finlandiya’nın Rusya ile 1340 kilometrelik bir kara sınırı olduğunu söyleyecek olursak, Rus tehdidiyle karşı karşıya kalan ilk ülke Finlandiya ve ardından İsveç olacaktır. NATO'ya girmek istemelerinin asıl sebebi anlayacağınız üzere iki ülkenin kendini güvende hissetmemesidir. Burada sormamız gereken bir diğer soru, NATO neden Finlandiya ve İsveç gibi askerî açıdan çok iyi olmayan iki ülkeyi pakta dahil etmek istiyor? Bu sorunun cevabı oldukça açık aslında, NATO’nun Rusya’ya komşu olması demek Rusya’nın bölgesel etkinliğini azaltılması ve sınırlarında birden fazla NATO üstü kurulması demektir. Bu durum da elbette ki en çok ABD'nin elindeki kartları güçlendirecektir. Türkiye’nin bu süreçteki konumu oldukça önemlidir. Çünkü Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in bir askeri ittifak olan NATO’ya girme kararını veto etti. Biliyorsunuz ki birliğe dahil olan 30 ülkenin birinin bile veto etmesi girmek isteyen ülkelerin pakta dahil olmamasına neden olmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İskandinav ülkeleri terör örgütlerinin misafirhanesi gibi” diyerek, aslında iki ülkenin reddedileceğinin ilk sinyallerini vermişti. Türkiye’nin Bu Süreçteki Endişeleri ve İstekleri Neler? Türkiye elindeki veto kartını dış politikada kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak istiyor, bana soracak olursanız kullanmalıdır da. Bu nedenle İsveç, Finlandiya, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer NATO üyeleri ile müzakere edeceğimiz konulara farklılık göstermektedir. Öncelikle hepimizin gözden kaçırdığı bir durum var, Türkiye NATO üyeleri tarafından yaptırıma uğrayan bir NATO üyesidir. Askeri pakt içerisinde görev ve sorumluluklarını yerine getiren ve örgütle uyumlu hareket eden bir üyeden söz ediyorum. Fakat mesele Türkiye’nin güvenlik politikası olduğunda üyelerin davranış ve tutumları ülkemizin önceliklerine ters düşmektedir. Teröre karşı mücadelemiz ve Suriye bölgesinde başlatmış olduğumuz üç askeri hareketi bahane ederek ciddi yaptırımlara maruz bırakıldığımızı hepimiz bilmekteyiz. Bu nedenle Türkiye Finlandiya ve İsveç’in YPG, PYD, PKK ve FETÖ gibi terör yapılanmalarına verilen desteğin kesilmesini talep edebilir. Bir diğer mesele ise ABD tarafından yapılan yaptırımların kaldırılmasını isteyebilir. Buna ek olarak Rusya’dan satın almış olduğumuz S–400 savunma sistemi sonrası çıkarılmış olduğumuz F–35 programına yeniden dahil edilmemizi talep edebilir. Son olarak mülteci sorununu dile getirerek birtakım isteklerde bulunabilir. Türkiye Haklı Olmasına Rağmen Neden Dış Politikada İstediklerini Elde Edemiyor? Kendimizi eleştirelim. Türkiye birçok dış politika meselesinde haklı olmasına rağmen isteklerini elde edemiyor. Bu isteklerin elde edilememesinin nedeni bence dış politika stratejimizden kaynaklanmaktadır. Bizler dış politikadaki meselelerimizde müzakerelerimizi tabandan başlayarak yukarıya doğru yapmayı tercih ediyoruz. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmak istemesi meselesinde yaşanılanlar bunlardı. Müzakere NATO masasında, büyükelçiler, bakanlar ve son olarak liderler arasında yapılsaydı, kazanımlarımız farklı olabilirdi. Diğer türlü liderler arasında yapılan bir açıklamanın müzakereye açık bir yanı kalmıyor. Çünkü üst perdeden başlayan bir açıklama gün sonunda devleti bağlayan bir açıklama oluyor. Türkiye neden böyle bir yöntemi tercih ediyor diye soracak olursanız, bilmiyorum. Sevgiler, Metin ve Görsel; Esmanur Kadak
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Esmanur Kadak imzasında diyor ki;

Üslubun her şeyindir.

Esmanur Kadak'ın Profili Esmanur Kadak'ın Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Murat şenocak- 3 gün önce

Son böl0m yazının özeti olmuş hocam. Elinize emeğin... Kapitalizm ve İdeolojilerin Ada...

Murat şenocak- 3 gün önce

Her insan kitap yazamaz belki, her insanın ardından... Çürümek

Murat şenocak- 3 gün önce

Eline emeğine sağlık Gündüz Yürüyenler
Daha Fazlasını Gör