BULANIKÇA Yarın için değil miydi Bugünün avuçlarına sıkıştırdığın Meşe palamutları / Boş ver Sen bana hayatın Ana fikrini unuttur Ben ise sana detaylarını Sakladıkları çoğaldıkça Söyleyecekleri azalır Can sıkıntılarımızın biliyorsun Kırların karlardan aldığını alsın / Varsın Dudakların boynumdan / Ve Kuşların karanlıkta duyumsadığını Pirinç kadehlerin puşt yüzüdür / Elbet Su ve mürekkebin anlattığı İçinde içimin ağır çapaları Sadece cesur insanların görebildiği Ağartılmış metal Ve cilalanmış zaman Bronz bir gelecek kehaneti / Belirsin istedim Teninde tutuşturduğum / Altı yeşil kandilde Omuzlarımızın yükü Yağ bal mumu ve kum Bir çeyrek daha fazlası / Göğsümüze Tutunan çay yaprakları Elma diyorum günlerdir / Elma Eski ay batmadan Yeni ay doğsun hatırına Yarasanın bildiğini Karıncalar bilmez mi sanıyorsun / Sen Güneşi izle Güneşi izle Develerin sırtından inen çöllerde