- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Kültür-sanat, Müzik
- Etiketler: En Sevilen Türküler Ve Sözleri, Seyfi Doğanay Türküleri, Tunceli Türküleri, Hozat Türküleri
- Bu yazı Okuryazar’a 1 gün önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 52

Güz mü Geldi Rengin Soluk (Ömrüm) – Yüreklere İşleyen Bir Türkü ve Sessiz Bir Hüzün
"Güz mü Geldi Rengin Soluk (Ömrüm)" adlı türkü Tunceli’nin Hozat ilçesinden çıkan güçlü bir sese, Seyfi Doğanay'a ait. Anadolu’nun en sarsıcı duygularından biri olan "hüzünlü yaşam" hissini içtenlikle dile getiriyor. Bu türkü, çok geniş bir yelpazede, farklı sanatçılar tarafından seslendirilerek halkın gönlünde yer edinmiştir.
"Güz mü Geldi Rengin Soluk", yalnızca bir mevsimin değişimini anlatmaz. Bir ömrün, dalından düşen bir yaprak gibi ağır ağır sararıp solmasını, umudu ve isteği yitirmenin insan ruhundaki yankısını taşır. Türküyü dinlediğinizde, kelimelerle örülmüş bir iç çekişin melodik karşılığına tanıklık ederken; sözlerine göz gezdirdiğinizde, kelime kelime dökülen bir hayatın çığlığını duyarsınız. Bu yazıda siz değerli okurlarımıza, bu unutulmaz türkünün hikâyesini, sözlerini ve taşıdığı derin anlamları sunarken, onu dinlemenin ne kadar kıymetli bir an olduğunu hatırlatmak isteriz. Yazıyı okurken, türküyle birlikte bir yudum çay ya da sade bir hüzün eşlik etsin size. Gönlünüzde bir iz bırakırsak, ne mutlu bize.
Güz mü Geldi Rengin Soluk Türküsü ve Sözleri
Güz mü geldi rengin soluk
Ne tez yaprak döktün ömrüm
Hep ağlarsın boynun bükük
Gözyaşın derya mı ömrüm
Ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm
Güz mü geldi, rengin soluk türküsü, Emel Taşçıoğlu söylüyor.
Ne tadın ne de tuzun var
Ne yaşamak da gözün var
Bülbül gibi güle figan
Etmekten ne çıkar ömrüm
Ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm
Her kuşun bir yuvası var
Hele bak ne sevdası var
Yaşamaya hevesi var
Neden tadın kaçmış ömrüm
Ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm
Âlem gülüp eğleniyor
Gönlüne sultan arıyor
Beni gören deli diyor
Yataksız yorgansız ömrüm
Ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm, ömrüm
Türkünün Hikâyesi ve Seyfi Doğanay’ın Yüreğinden Kopup Gelen Duygular
Seyfi Doğanay, Tunceli'nin dağ kokan topraklarında doğmuş bir halk ozanı. Hayatının her döneminde hem bireysel hem de toplumsal acıların içinden süzülen ezgiler üretmiş bir sanatçıdır. "Güz mü Geldi Rengin Soluk" türküsü ise bu üretimin en damıtılmış, en duru örneklerinden biridir.
Bu eser, bir yaşamın ağır ağır sönen ışıltısını anlatır. Kökü derin bir yalnızlık, hayata karşı duyulan yorgunluk, umutsuz ama alışılmış bir kabulleniş vardır dizelerinde. Her "ömrüm" nidası, aslında hem bir serzeniştir hem de yaşamı yitirme eşiğinde duran bir iç sesin feryadı...
Bu Türküyü Kimler Seslendirdi?
Türkü, zamanla pek çok sanatçının repertuarına girdi ve farklı tonlarla, farklı yüreklerde yeniden hayat buldu. Özellikle Emel Taşçıoğlu'nun yorumuyla geniş kitlelere ulaştı. Onun ardından Grup Çığ, Oğuz Aksaç, Mustafa Özarslan gibi isimler de bu esere can verdi. Her biri, kendi içsel tınısını kattı ve türküyü başka başka gönüllere taşıdı.
Türkünün birçok kişi tarafından seslendirilmesi, onun evrensel bir duyguya seslenmesinden kaynaklanır. Çünkü tükenen umut, yitirilen yaşam sevinci ve toplum içindeki görünmeyen yalnızlık, hepimizin bir yerinden tanıdığı duygulardır.
"Güz Mü Geldi Rengin Soluk" Hangi Yöreye Ait?
Türkü, Tunceli'nin Hozat ilçesi kökenlidir. Bu bölge, zengin bir halk edebiyatı mirasına sahip olmakla birlikte, acının ve sevdanın harmanlandığı topraklardır. Tunceli türküleri, genellikle ağıt ve içsel anlatım bakımından oldukça güçlüdür. Bu türkü de bu geleneğin içinde, hem biçem hem içerik olarak derin izler taşır.
Ayrıca, "Güz mü geldi rengin soldu" dizesinde geçen "rengin solması" ve "yaprak dökümü" gibi doğa unsurlarıyla anlatılan benzetmeler; Divan edebiyatından halk şiirine kadar süregelen klasik söz sanatlarının halk dilindeki yansımasıdır.
"Ömrüm, Ömrüm" Nidasının Ardında Yatan Ruh Hâli
Türkünün her kıtasının sonunda tekrarlanan "Ömrüm, ömrüm…" nidaları, bir insanın kendi kendine seslenişini, belki de hesaplaşmasını dile getirir. Bu tekrarlar, dinleyiciyi derinden sarsar ve onunla bir türkü değil, bir iç döküş paylaşır.
Yorgunluk, umutsuzluk, kabulleniş ve bir parça da sitem... Her "ömrüm" de bu duygular harmanlanır. Belki bu yüzden, bu türkü sadece bir şarkı değil; bazıları için bir terapi, bazıları içinse hayatla yüzleşme vesilesidir.
"Gönül Dağı" ve Türkünün Yeniden Yükselişi
Türkü, TRT 1 ekranlarında yayınlanan ve halk müziğini merkezine alan "Gönül Dağı" dizisinde de yer bulmuş ve böylece genç kuşaklar tarafından da yeniden keşfedilmiştir. Emel Taşçıoğlu'nun dizideki performansı, türküye bambaşka bir soluk getirmiş, halk müziğinin zamanlar üstü gücünü bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Bu Türküyü Dinlerken Ne Hissediyoruz?
Kimi zaman kendimizi, bu türkünün anlattığı ömrün içinde buluruz. Yaşanmamış hevesler, bitmeyen beklentiler, ardı gelmeyen mutluluklar… Tüm bunlar bir şekilde bizizdir. Ve bu türkü, o bastırdığımız iç sesin bizim yerimize konuşmasıdır.
Anadolu halk müziği, her zaman duygularımızı kelimelere dökmede ustadır. “Güz Mü Geldi Rengin Soluk”, bunun en zarif, en hüzünlü örneklerinden biridir.
En Sevilen Türküler ve Sözleri de ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Emel Taşçıoğlu'nun sanatçı sayfası ve albümleri de ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Beğen ve Yorum Yap
Bu Yazının Yorumları
Şu yazılar da ilginizi çekebilir
Neslihan- 1 gün önce
Esma Doğan- 2 gün önce
Neslihan- 2 hafta önce