- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Kitap
- Etiketler: Kitap özeti - İncelemesi, Oryantalizm, Edward Said Kitapları
- Bu yazı Okuryazar’a 9 saat önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 57

Oryantalizm (Edward Said): Kitap Özeti, Detaylı İnceleme
Edward Said'in Oryantalizm adlı kitabı, akademik çevrelerde olduğu kadar düşünsel ve kültürel tartışmalarda da derin izler bırakmış çığır açıcı bir eser. 1978 yılında yayımlanan bu eser, Batı'nın Doğu'ya bakışını tarihsel ve ideolojik bir mercekten analiz eder. Edebiyat, tarih, siyaset bilimi ve kültürel çalışmaların kesişiminde duran Oryantalizm, modern zamanların en etkili postkolonyal eleştirilerinden biri kabul edilir. Kitap, 500 sayfaya yaklaşan hacmiyle, Said'in uzun yıllar süren araştırmalarının, derinlemesine okumalarının ve entelektüel sorgulamalarının bir ürünüdür.
Penguin Books tarafından ilk kez basılan Orientalism, Türkçeye "Şarkiyatçılık" ve "Oryantalizm" olarak çevrilmiştir. Ancak Şarkiyatçılık kelimesi Türkçede yaygın anlamda kullanıldığı şekliyle, eserin teorik kapsamını tam yansıtmaz. Kitabın özünde, Batı'nın –özellikle Fransa ve İngiltere'nin– 18. yüzyıldan itibaren Ortadoğu, Asya ve Kuzey Afrika gibi "Doğu" olarak sınıflandırılan bölgeleri nasıl inşa ettiğine dair çarpıcı bir analiz yatar. Said'in iddiasına göre bu inşa süreci bilgi üretimiyle olduğu kadar iktidar ilişkileriyle de şekillenir.
Eser üç ana bölümden oluşur ve her biri Batı'nın Doğu'ya dair tasvirlerini, akademik disiplinlerdeki yerleşik anlatım biçimlerini ve kolonyal söylemin epistemolojik temellerini sorgular. Oryantalizm, sömürgecilik tarihine ışık tuttuğu kadar söylem kuramı, temsil siyaseti ve bilgi-iktidar ilişkisine dair de çığır açar. Kitap, günümüz dünyasında medyada, edebiyatta ve siyasette karşımıza çıkan kültürel önyargıların köklerine inen bir pusula görevi görür.
Oryantalizm Kitabının Konusu ve Kısa Özeti (Edward Said)
Oryantalizm, en yalın tanımıyla, Batı'nın Doğu'yu temsil etme biçimlerinin tarihsel, kültürel ve siyasi bir eleştirisidir. Edward Said, bu temsil biçimlerinin tarafsız bilgi üretiminden ziyade ideolojik bir yapı olduğunu öne sürer. Kitabın ana fikri, Batı'nın Doğu'yu tanımlarken onu egzotik, geri kalmış, irrasyonel ve edilgen olarak betimlediği; buna karşılık kendisini akılcı, gelişmiş ve etkin bir özne olarak kurduğu yönündedir.
İlk bölümde, Oryantalizmin Kapsamı, Batı'da "Doğu" kavramının nasıl üretildiği ve zamanla akademik bir disipline dönüştüğü ele alınır. Said, bu inşa sürecini edebiyatla sınırlamaz; tarih, filoloji, antropoloji gibi disiplinlerde üretilen bilgilerin de sömürgeci pratiklerle nasıl iç içe geçtiğini gösterir. Edward William Lane gibi Mısır'ı betimleyen yazarlar ya da Ernest Renan gibi akademisyenler, bu sürecin temsilcileri olarak değerlendirilir.
İkinci bölümde, Yapısal Oryantalizm, Said daha derine iner ve Oryantalizmin kurumsallaşmasını tartışır. Burada Michel Foucault'nun söylem kuramı ve Antonio Gramsci'nin hegemonya kavramı, Said'in teorik zeminini oluşturur. Oryantalizmin, hem bilgi üreten hem de bu yolla Batı'nın siyasi çıkarlarını meşrulaştıran bir iktidar aygıtı olduğu gösterilir. Bu çerçevede Fransızların Kuzey Afrika'daki, İngilizlerin Hindistan ve Orta Doğu'daki varlıkları ayrıntılı olarak ele laınır.
Üçüncü ve son bölümde, Modern Oryantalizm altında, özellikle Amerikan akademisinin ve medyasının İslam dünyasına yönelik söylemlerini değerlendirir. Burada T. E. Lawrence (Arabistanlı Lawrence), Bernard Lewis gibi kişiler, Said'in eleştirel merceği altındadır. Bu bölüm, Batı'da Doğu'ya dair kurulan imajların modern çeşitlerini, özellikle İsrail-Filistin çatışması kapsamında analiz eder. Said, 20. yüzyılın ikinci yarısında Amerika'nın yeni türden bir Oryantalizmi nasıl şekillendirdiğini gözler önüne serer.
Kitap boyunca ana sav şudur: Oryantalizm yalnızca geçmişe ait bir entelektüel gelenek değildir. Günümüzde de süren bir temsil biçimidir. Bu temsil biçimi, akademik üretimle ilgili olduğu kadar, sinemadan gazeteciliğe, romanlardan dış politikaya kadar geniş bir alanda kendini yeniden üretir.
Doğu'yu Kim Anlatıyor? Temsilin Politikası ve Gücün Estetiği
Said'in en çarpıcı iddialarından biri, Batı'nın Doğu'yu anlatırken aslında onu konuşturmadığıdır. Doğu, konuşan değil; hakkında konuşulan bir nesneye indirgenir. Bu süreçte yazılı metinler ve görsel imgeler, Doğu'nun "hakiki" temsilcileri değil, Batı'nın arzu ve korkularını yansıtan aynalar haline gelir. Oryantalist metinler, masum bilgi aktarımının çok ötesinde, anlam üretimiyle birlikte bir hiyerarşi de inşa eder.
Bu noktada Edward Said, edebiyatın gücüne özel bir önem verir. Gustave Flaubert'in Mısır'ı, Lord Byron'ın Doğu tutkusu ya da T. E. Lawrence'ın Arabistan maceraları, Batı'nın romantize edilmiş Doğu anlatılarının başlıca örnekleridir. Bu metinlerde Doğu, ya kurtarılması gereken bir coğrafya ya da Batı'nın kendini üstün hissettiği bir arka plan sahnesidir.
Oryantalizmin Gölgesinde Günümüz: Medya, Savaş ve Kültürel Temsiller
Oryantalizm, 1978'de yayımlanmasına rağmen, 11 Eylül sonrası dönemde yeniden önem kazandı. Kitabın temel savları, günümüzde İslamofobi, mülteci krizleri, Ortadoğu'ya müdahaleler gibi pek çok güncel olayda karşımıza çıkıyor. Özellikle Batılı medyanın Müslüman toplumlara dair çizdiği homojen, geri kalmış ve tehlikeli imgeler, Said'in kuramsal çerçevesini güncel bir zemine taşıyor.
Bu kapsamda Said'in çözümlemesi, geçmişin Oryantalist bakışının yanı sıra günümüzde "öteki"ne dair devam eden önyargılı bakışı da anlamamıza yardımcı olur. Özellikle Hollywood sinemasında ya da haber dilinde hâlâ etkisini sürdüren Doğu tasvirleri, Said'in eleştirisinin zamanlarüstü bir nitelik taşıdığını gösterir.
Edward Said ve Postkolonyal Eleştirinin Kurucu Sesi
Filistin kökenli Amerikalı bir entelektüel Edward Said. Oryantalizm kitabı ile postkolonyal kuramın öncülerinden biri haline geldi. Aynı zamanda bir edebiyat eleştirmeni olan Said, Joseph Conrad'dan Jane Austen'a kadar birçok Batılı yazarın eserinde yer alan sömürgeci temsilleri analiz etti. Kültür ve Emperyalizm adlı kitabı, Oryantalizm'de başlattığı tartışmayı daha geniş bir kültürel zemine taşıdı.
Said'in akademik duruşu, kuram üretmekle sınırlı kalmadı, siyasal bir tavrın da ifadesi oldu. Oryantalizm eleştirisi, onun Filistin davasına olan bağlılığını ve kültürel sömürgeciliğe karşı geliştirdiği eleştirel bilinci yansıttı. Dolayısıyla Oryantalizm, güçlü bir akademik çalışma olmanın yanı sıra, etik bir duruşun, entelektüel bir sorumluluğun da ifadesidir.
Eleştirel Bir Bakış: Oryantalizmin Gücü ve Sınırları
Oryantalizm, Batı düşüncesini temelden sarsan güçlü bir eleştiri getirir. Ancak kimi zaman tüm Batılı temsil biçimlerini homojen bir yapı şeklinde ele alması eleştiri almıştır. Farklılıkları ve iç tartışmaları göz ardı ettiği ileri sürülmüştür. Ayrıca Said'in Doğu'yu savunurken, Doğu içindeki çeşitliliği yeterince açığa çıkaramadığı yönünde görüşler de ifade edilmiştir.
Her şeye rağmen, bu tür eleştiriler kitabın gücünü ve dönüştürücü etkisini gölgelemez. Oryantalizm, sömürgeciliğin entelektüel ve kültürel kodlarını deşifre eden nadir nadir ve kıymetli bir çalışmadır. Bakış açısı, kurduğu zemin, akademik, etik ve siyasi açıdan Batı hegemonyasına karşı ciddi bir sorgulamanın kapılarını aralamıştır.
Oryantalizm Temel Bilgiler
• Kitap Adı: Oryantalizm
• Türü: Kuramsal, kültürel eleştiri, postkolonyal kuram
• Konusu: Batı'nın Doğu'yu nasıl temsil ettiğini ve bu temsilin ideolojik arka planını analiz eder.
• Yazar Adı: Edward W. Said
• Orijinal Adı: Orientalism
• Orijinal Dil: İngilizce
• Türkçesi: 1. Şarkiyatçılık 2. Oryantalizm
• İlk Yayımlanma Yılı: 1978
• Sayfa Sayısı: Yaklaşık 500 (baskıya göre değişir)
Oryantalizm Bölüm Sayısı ve Başlıkları
1. Oryantalizmin Kapsamı (Alanı)
2. Yapısal Oryantalizm (Düzenlenen ve Yeniden Düzenlene Oryantalizm)
3. Modern Oryantalizm (Bugünkü Oryantalizm)
Diğer Kitap Özetleri - İncelemeleri de ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Beğen ve Yorum Yap
Bu Yazının Yorumları
Şu yazılar da ilginizi çekebilir
Kadir TEPE- 1 hafta önce
Neslihan- 1 ay önce
Esma Doğan- 1 ay önce