- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Edebiyat, Deneme
- Etiketler: Montaigne Deneme Yazıları, Montaigne, İnsan Doğası Nedir, İnsanın Doğası üzerine Düşünceler, Montaigne İnsan Doğası, İnsan Doğası Felsefesi, Montaigne Denemeler özeti, İnsan Ne İster, İnsan Neden Mutsuz Olur, İnsanın İçsel çelişkileri, Haz Ve Acı İlişkisi, Erdem Ve Haz Nedir, Felsefi Denemeler, Mutluluk Nedir Felsefe, İnsanın Zaafları, İnsan Psikolojisi üzerine Düşünceler, İnsanın Kendini Tanıması, Montaigne Kimdir, Montaigne Ve İnsan Felsefesi, Haz Acı Diyalektiği, Erdem Nedir Stoacılık, Pyrrhonculuk Ve Kuşkuculuk, Ariston, Aristippos Felsefesi, Felsefede Haz Ve Erdem İlişkisi, Metafizik Ve İnsan, Stoacı Yaşam Anlayışı, Ovidius Ve İnsan Ruhu, Felsefede İnsanın Kusurluluğu, Etik Ve İnsan Doğası, İnsanın Doğasında Kötülük Var Mı, Ahlak Felsefesi Kavramları, Sokrates İnsan Doğası
- Bu yazı Okuryazar’a 1 gün önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 56

Montaigne - İnsan Doğası
İnsan doğasının yetersizliği yüzünden hiçbir şeyi duru ve yalın halde tutamıyoruz. Kullandığımız her şeyin özü bozulmuştur, madenlerin bile. Altını işimize yarar hale getirmek için başka bir madde ile karıştırıp bozmak zorunda kalıyoruz.
Ne Ariston'a, Pyrrhon'a ve Stoacılara göre hayatın amacı olan erdem, ne de Kyrene okuluyla Aristippas'ın söz ettikleri haz katıksız olarak elde edilmiştir.
Kavuşabildiğimiz zevk ve nimetlerin hepsi mutlaka dertlerle, üzüntülerle karışıktır.
Medio de fonte leporum
Surgit amari aliquid, quod in ipsis floribus angat
Zevkin kaynaklarında öyle bir acılık var ki,
Çiçekler arasında bile olsa boğazımızı yakar.
(Lucretius)
Son sınırına varan bir hazda inlemeye, sızlanmaya benzer bir durum vardır. İnsan can çekişir gibi olur. O kadar ki bu haz son kertesine geldiği zaman onu en acı sözcüklerle anlatırız: Bitmek, yanmak, bayılmak, ölmek, "morbidezza" gibi. Tatlı ile acı arasında, bir öz birliği olduğuna bundan daha iyi kanıt olamaz.
Derin bir sevinçte, eğlentiden çok ciddilik vardır.
Ipsa Felicitas, se nisi temperat, premit
Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.
(Seneka)
Eski bir Yunan atasözü de öyle der anlamı aşağı yukarı şudur:
Tanrıların bize verdiği bütün nimetlerin hiçbiri katıksız ve kusursuz değildir, onları bir dert pahasına satın alırız.
İşle eğlence, keyifle sıkıntı, birbirinden çok ayrı oldukları halde, gizli birtakım ilintilerle, kendiliklerinden birleşebiliyorlar.
Sokrates der ki: "Tanrılardan biri hazla elemi birleştirip karıştırmak istemiş, bunu başaramayınca, bari şunları kuyruklarından birbirine bağlayalım, demiştir."
Metrodorus, yazgının bir çeşit zevkle karışık olduğunu söylermiş, bilmem o da aynı şeyi mi söylemek istiyordu; fakat bana öyle geliyor ki insan kendini hüzne bile bile, isteye isteye, seve seve bırakır. İnsan mahsus da kederli görünebilir; onu demek istemiyorum. Üzgün zamanımızda bile gülümseyen, hoşumuza giden, ince ve tatlı bir şeyler duyar gibi oluruz. Acaba bazı ruhlar için hüzün bir zevk, bir gıda değil midir?
Est quaedam flere voluptas
Ağlamak da bir zevktir.
(Ovidius)
Minister vetuli, puer, Falerni,
Ingere mi calices amariores,
Kadehime eski Falernum şarabı döken çocuk,
Daha acısından getir bana.
(Catullus)
İnsanı dilediği bütün keyiflere kavuşmuş düşünelim. Diyelim ki bütün bedeni, aralıksız, şehvetin son sınırındaki hazza benzer bir haz içindedir. Öyle sanıyorum ki insan bu hazzın ateşiyle erir; bu kadar katıksız, bu kadar sürekli, bu kadar geniş bir şehvete dayanamaz. Böyle bir duruma düşecek olursak, çürük tahtaya basıyormuş gibi korkarak kaçmak, içgüdümüzle bu durumdan kurtulmak isteriz.
Kendi kendime günahlarımı açarken görüyorum ki, en iyi huylarımda bile kötüye çalan bir yan var. Korkarım ki Platon (benim şahsen en temiz yürekle hayran olduğum, doğrulukta herkesten üstün tuttuğum Platon) en sağlam bildiği doğruluğu iyi yoklasaydı, ki herhalde yoklamıştır, bu doğrulukta insanın karışık yapısından gelen bir bozukluk bulurdu. Fakat bu bozukluk çok derinlerde gizlidir; onu ancak kendimiz görebiliriz. İnsan her bakımdan ve her yönden yamalı, alaca bulacadır.
Adaletin yasalarında bile mutlaka adaletsiz bir taraf vardır. Platon diyor ki, yasaların bütün ezici ve üzücü taraflarını anlatmaya kalkanlar yedi başlı ejderhanın başlarını kesmeye yelteniyorlar. Tacitus söyle der:
"Omme magnum exemplum habet aliquid ex iniguo, quod contra singulos utilitate publica rependitur."
Örnek olsun diye verilen her cezada kamunun yararına ve bireyin zararına bir adaletsizlik vardır.
Günlük hayatımızda ve insanlarla olan alışverişlerimizde fazla parlak ve keskin bir zeka göstermek de doğru değildir. Derin bir anlayış bizi fazla inceliğe ve fazla meraka götürür. Zekamızın olaylara ve dünya işlerine daha elverişli bir hale getirebilmek için biraz ağırlaştırmak, körleştirmek, onu bu karanlık ve bayağı hayata uydurmak için karartmak ve bulandırmak gereklidir. Nitekim gevşek ve sıradan zekalar işleri daha kolaylıkla, daha başarıyla çevirirler. Yüksek ve ince felsefi düşünceler iş görmeye elverişli değildir. Keskin bir düşünce inceliği, kabına sığmayan bir zeka çevikliği, işlerimize engel olur. Dünya işerini daha hoyratça, daha gelişigüzel yürütmeli ve her zaman talihe büyük bir pay bırakmalıdır. İşleri derin, inceden inceye düşünüp aydınlatmaya gerek yoktur. Birbirine zıt birçok parlak düşünceler ve biçimler içinde insan kendini kaybeder:
Volutantibus res inter se pugnantes obtorpuerunt animi.
Zıt düşünceleri çevire çevire zihinleri sersemleşmişti.
(Titus-Livius)
Her işin bütün koşullarını ve sonuçlarını arayıp hesaplayan adam karar vermekte güçlük çeker; orta bir kafa da işleri görür, büyük küçük bütün girişimlere yeter. Dikkat ederseniz en iyi işçiler nasıl iş gördüklerini söylemekten aciz kimselerdir. Buna karşılık, yaptıklarını çok iyi anlatan kimselerin elinden iyi iş çıktığı pek görülmez. Her iş üzerinde bol bol, güzel güzel konuşmasını çok iyi bilen birini tanırım ki, kendisine yılda yüz binlerce gelir getiren bir serveti acınacak bir şekilde elinden kaçırdı.
***
Bilim iyi olmasına iyi bir ilaçtır ama hiçbir ilaç saklandığı kabın pisliğiyle değişip bozulmayacak kadar zorlu değildir.
İnsan Doğası
Montaigne
Michel de Montaigne kimdir?
Michel de Montaigne 28 Şubat 1533 - 13 Eylül 1592 tarihleri arasında yaşadı. 16. yüzyıl Fransız yazar ve düşünürüdür. Denemeleri ile tanınır. İnsan sevgisi, iyimserlik, dayanışma, özgürlük gibi konularda yazmıştır.
Montaigne'in diğer deneme yazıları da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Etiketler: Montaigne Deneme Yazıları, İnsan Doğası Nedir, İnsanın Doğası Üzerine Düşünceler, Montaigne İnsan Doğası, İnsan Doğası Felsefesi, Montaigne Denemeler Özeti, İnsan Ne İster, İnsan Neden Mutsuz Olur, İnsanın İçsel Çelişkileri, Haz ve Acı İlişkisi, Erdem ve Haz Nedir, Felsefi Denemeler, Mutluluk Nedir Felsefe, İnsanın Zaafları, İnsan Psikolojisi Üzerine Düşünceler, İnsanın Kendini Tanıması, Montaigne Kimdir, Montaigne ve İnsan Felsefesi, Haz Acı Diyalektiği, Erdem Nedir Stoacılık, Pyrrhonculuk ve Kuşkuculuk, Ariston, Aristippos Felsefesi, Felsefede Haz ve Erdem İlişkisi, Metafizik ve İnsan, Stoacı Yaşam Anlayışı, Ovidius ve İnsan Ruhu, Felsefede İnsanın Kusurluluğu, Etik ve İnsan Doğası, İnsanın Doğasında Kötülük Var mı, Ahlak Felsefesi Kavramları, Sokrates İnsan Doğası, Montaigne İnsan Neden Mutlu Olamaz, İnsan Doğasının Karanlık Yüzü, Haz Neden Acıyla Karışır, Derin Sevinçlerde Hüzün Olur mu, İnsan İçgüdüleri ve Bilinç, İnsan Neden Sürekli Arayış İçindedir, Montaigne’e Göre Doğru Yaşam Nedir, Düşünce Derinliği Pratik Hayatta İşe Yarar mı, Zekâ Neden Bazen Başarısızlığa Yol Açar, İnsan Doğasıyla Nasıl Yüzleşir, Mutluluğun Sınırı Var mı, İnsanda Hem İyilik Hem Kötülük Olabilir mi, Bilgi İnsanı Yozlaştırabilir mi, Montaigne Felsefesiyle Modern İnsanın Çelişkileri, Felsefi Düşünce Neden Acı Verir
Okuryazar'ı keşfedin!
Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.
Beğen ve Yorum Yap
Bu Yazının Yorumları
Murat şenocak- 1 ay önce
Reşat binbaşıoğlu- 1 ay önce
Mustafa Atagün- 5 ay önce