Elindeki ateş, ruhta kıvılcım, Akıl ölçer her bir şeyi, kalp biçer Dünya ve sema ellerinin içinde, Gerçekle manayı vicdanda barıştırır
Her hece semaya açılan bir kapı Her kelime bir vuslat arayışı mı? İlim, aşkın sırra ermiş hâlidir; Sırlar konuşurken susar kalabalıklar
Közle yazıp, toprakla mühürleyelim Her kelime bir hararettir sustukça Yandıkça daha fazla serinler kelimeler, Ve şiir, kendi içindeki ocaklarda pişer
biri aklımda yol oldu, diğeri kalbimde sır. Bu mısralar bir üretim süreci değil, bir iç dökümüdür. Her dize, pasından arınmak isteyen nefsin örste şekillenişidir. Ve her suskunluk, körüklenen bir aşka işarettir.
Her kelime bir cevherdir; ama kimisi yüze vurmaz, derinde saklı kalır. Ben, o derine inmeyi seçtim. Demirin soğuk yüzünü tanıyan ellerle, gönlün ateşini teraziye vurdum. İnsanlığın ölçüsünde öğrendim sabrı, şiirin sessizliğinde tanıdım sızıyı. İkisini birbirine küstürmedim; devamı var
Demir gibi ağırdır bazen içimdeki sır, Bilirim aşkın körüğüyle eritirsin demiri Kalbin örs olur, çekiç oluverir zaman Her darbede daha fazla arınırsın sen
Ruhumda kıvılcım, elimde demir Aklım ölçer, kalbim biçer sevgiyi Aklım ellerinde yoğrulmayı beklerken Mecazla manayı birbirine eklersin